Türkçe
önceTürkçe
zarf
1 . İlk olarak, başlangıçta:
"Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim."- B. Felek.
2 . (zaman anlatan kelimelerden sonra getirilerek) Şu kadar zamanın geçmiş bulunduğunu anlatır:
"Demin söyledikleri bana sadece daha önce olup bitenleri düşündürdü."- T. Buğra.
3 . isim Baştaki, geçmişteki bölüm, geçmiş zaman.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
önce can sonra cananBirleşik Sözler
önce bilimTürkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
önceİngilizce
1. first, at first. 2. before, ago. 3. /dan/ before ...: tatilden önce before the vacation. 4. the preceding period of time; the past. –– düşün, sonra söyle. proverb Think before you speak. –– gelme precedence. –– gelmek /dan/ to precede. –– iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele. proverb Before you do or say something unpleasant to someone else, think of how you´d feel if something similar were done or said to you.
İngilizce
(ADJ.)
prior, ago
İngilizce
(ADV.)
first, in advance, firstly, prior to, early, before, ago, back, above, afore, ante
İngilizce
(Conj.)
before, ere
İngilizce
(Pref.)
pre, pro, ante
İngilizce
(Prep.)
before, afore, ere
İngilizce
first, at first, firstly, initially; before; ago
Türkçe
önceAlmanca
zuvor, vorher; zuerst, zunachst.
Almanca
vorher, zuerst, zuvor, erst, vor
Almanca
zuvor, vorher; zuerst, zunachst
Türkçe
önceFransızca
d'abord, antérieur/e, au départ, antécédemment, antérieurement, auparavant
Fransızca
avant
Türkçe
önceAzerice
əvvəl
Türkçe
önceLehçe
przed
Lehçe
przedni
Lehçe
przedtem
Lehçe
zanim
Türkçe
önceYunanca
πριν
Türkçe
önceJaponca
mae ni, mazu, mae
Türkçe
önceKazakça
äweli
Kazakça
basında
Kazakça
burın
İngilizce
onceİngilizce
adv. one time; at one point in time; in the past
İngilizce
conj. at the moment that, if ever
İngilizce
n. one time, single occurrence
İngilizce
onceTürkçe
(ADV.)
[wʌns]
bir kere, bir defa, bir zamanlar, eskiden
Türkçe
(Conj.)
[wʌns]
hemen, olur olmaz
Türkçe
(N.)
[wʌns]
bir kere
Türkçe
z. 1. bir kez, bir defa. 2. bir zamanlar, eskiden. bağ. 1. bir -se ..., bir -di mi ...: Once he´s started you can´t get him to stop. Bir başladı mı onu durdurmak imkânsız. 2. -ir -mez: We can start once he arrives. Gelir gelmez başlayabiliriz. i. bir kez
Türkçe
bir kez, bir kere; bir zamanlar, eskiden, -digi zaman; -dimi; -ince
Türkçe
ıf.-de:prep.bir kez
Türkçe
ıf. de:prep.bir kez
Türkçe
bir defa
Türkçe
bir kere
Türkçe
bir zamanlar
Fransızca
onceTürkçe
[la] ons; pek az miktar, dirhem
İspanyolca
onceTürkçe
onbir
Türkçe
onbir.
İspanyolca
ONCETürkçe
abrev Organizacion Nacional de Ciegos Españoles; İspanya Milli Körler Cemiyeti, bu kurum İspanyadaki milli piyangoyu düzenler ve bilet satışı geçimini bu yoldan temin eden körlere bırakılmıştır.
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.