akil ne demek? akil nedir? akil anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      akil

      Türkçe

      İsimler Sözlüğü


      (ara.) er.- akıllı, akıl sahibi. uslu, kavrayışlı. ali b. ebi talib’in kardeşi. akil b. ebi talib.

    • Türkçe

      sıfat, eskimiş (a:kil) Arapça akil
           Akıllı:
             "Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk neyledi."- Yunus Emre.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      sf. (a:kil) esk. Akıllı: “Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk neyledi” -Yunus Emre.

    • Türkçe

      Osmanlıca


      (Bak: Akl

    • Türkçe

      Akil

      Türkçe

      İsimler Sözlüğü


      (Arapça) - Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı. Ali b. Ebi Talib'in kardeşi. Akil b. Ebi Talib.

    • Türkçe

      Hukuk Terimleri


      Yiyen, yiyici.

    • Türkçe

      Kişi Adları Sözlüğü


      Söyleyiş: (a:kil) Cinsiyet: Erkek
      Akıllı, zeki kimse.

    • Türkçe

      akıl

      Türkçe

      isim Arapça akl
       
      1 .    Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us:
             "Akıl yaşta değil baştadır."- Atasözü.  
      2 .    Hafıza, bellek:
             "Hâlâ aklımda o tufan yağmuru."- C. S. Tarancı.  
      3 .    Öğüt, salık verilen yol.  
      4 .    Düşünce, kanı:
             "Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve!"- A. K. Tecer.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      akıl akıldan üstündür
      akıl akıl, gel çengele takıl
      akıl almak
      akıl almamak
      akıl almaz
      (bir şey) akılda kalmak
      akıldan çıkarmak
      akıldan çıkmak
      (bir şey) akıldan çıkmak
      akıldan çıkmamak
      akıldan geçirmek
      akıl danışmak
      akılda tutmak
      akıl durdurmak
      akıl erdirememek (veya ermemek)
      akıl erdirmek
      akıl etmek
      akıl havsala almamak
      akıl için yol (veya tarik) birdir
      akıl işi değil
      akıllara seza
      akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)
      akıl öğretmek
      (bir şeye) akıl sır ermemek
      (bir kimsede) akıl terelelli
      akıl var, yakın var (veya akıl var, izan var)
      akıl vermek
      akıl yaşta değil, baştadır
      akıl yormak
      akıl yürütmek
      akla fenalık vermek
      akla gelmeyen başa gelir
      akla hayale gelmez
      akla sığar gibi
      akla sığmak
      akla sığmamak
      akla (veya akıllara) durgunluk vermek
      (birinin bir şeyi) aklı almamak
      aklı başa yaş getirir
      aklı başına gelmek
      aklı başından bir karış yukarı (veya yukarıda)
      aklı başından gitmek
      aklı başka yerde olmak
      aklı bir yerde olmak
      aklı bokuna karışmak
      aklı çıkmak
      aklı dağılmak
      aklı durmak
      aklı ermek
      aklı fikri bir şeyde olmak
      aklı gitmek
      aklı kalmak
      aklı karışmak
      aklı kesmek
      aklı kesmemek
      aklıma gelen başıma geldi
      aklımda!
      aklına bir şey gelmek
      aklına düşmek
      aklına esmek
      aklına geleni söylemek
      aklına geleni yapmak
      aklına gelmek
      aklına getirmek
      (bir şeyi) aklına koymak
      (biri başkasının) aklına koymak
      aklına sığdırmak
      aklına sığmamak
      aklına şaşayım (veya şaşarım)
      aklına takmak (veya aklını takmak)
      aklına turp sıkayım
      aklına tükürmek
      aklına uymak
      aklına yatmak
      aklına yelken etmek
      aklında kalmak
      aklından çıkarmamak
      aklından çıkmak
      aklından geçirmek
      aklından geçmek
      aklından zoru olmak
      aklında olsun!
      (bir şeyi) aklında tutmak
      aklını başına almak (veya toplamak, devşirmek)
      (bir şeyi birinin) aklını başından almak
      aklını başka yere vermek
      aklını (bir şeyle) bozmak
      (bir şey birinin) aklını çalmak
      (birinin) aklını çelmek
      aklını kaçırmak
      (birinin) aklını karıştırmak
      aklının bir köşesine yazmak
      aklının köşesinden geçmemek
      aklının terazisi bozulmak
      aklını oynatmak
      aklını peynir ekmekle yemek
      aklını şaşırmak
      aklını takmak
      aklınla bin yaşa
      (birinin) aklı sıra
      aklı sonradan gelmek
      aklı takılmak
      aklı yatmak
      aklı zıvanadan çıkmak  

      Birleşik Sözler

      akıl defteri
      akıl dışı
      akıl dişi
      akıl doktoru
      akıl hastanesi
      akıl hastası
      akıl hocası
      akıl kârı
      akıl kethüdası
      akıl kumkuması
      akıl kutusu
      akıl zayıflığı
      akıllara zarar
      akıllara ziyan
      akla gelmedik
      akla gelmez
      akla yakın
      akla yatkın
      akla zarar
      akla ziyan
      aklı başında
      aklıevvel
      aklıselim
      aklı sıra
      aklı tam ayar      

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us. 2. Öğüt, salık verilen yol: Bu aklı size kim verdi. 3. Düşünce, kanı: “Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve!” -A. K. Tecer. 4. ruh b. Bellek: “Hâlâ aklımda o tufan yağmuru.” -C. S. Tarancı.

    • Türkçe

      Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü


      us.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      bk. ahıl, akıl

    • Türkçe

      Osmanlıca


      zihnin anlama ve düşünme sıfatı.

    • Türkçe

      Akıl

      Türkçe

      Kişi Adları Sözlüğü


      Cinsiyet: Erkek
      İnsanın düşünme, anlama, kavrama yeteneği.

    • Türkçe

      Osmanlıca


      (Bak: Akl)

    • Türkçe

      âkıl

      Türkçe

      Osmanlıca


      akıllı.

    • Türkçe

      âkil

      Türkçe

      Osmanlıca


      yiyen, yiyici.

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      akıl

      İngilizce

      -klı 1. reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion. 2. mind, comprehension. 3. memory. 4. idea, opinion, thought. 5. advice. ––dan 1. from memory. 2. by the use of one´s imagination. ––ımda I haven´t forgotten it./I have it in mind. –– akıl, gel çengele takıl. colloq. I don´t see how we can solve this problem. –– akıldan üstündür. proverb It pays to consult others. –– almak /dan/ to ask (someone´s) advice, consult (a person). ––ını almak /ın/ to charm, bewitch, fascinate. –– almamak to be incredible. ––ı almamak /ı/ 1. not to understand. 2. not to believe that (it) is possible. 3. to find (it) unacceptable. –– almaz unbelievable, inconceivable. ––ı başında sensible, (someone) who has his/her head screwed on right. ––ını başına almak/toplamak/devşirmek to come to one´s senses. ––ını başından almak /ın/ 1. to deprive (someone) of his/her senses, leave (someone) unable to think straight. 2. to scare (someone) silly, scare the wits out of. ––ı başından bir karış yukarı/yukarıda impulsive, rash, impetuous, (someone) who does the first thing that comes into his head. ––ı başına gelmek 1. to come to one´s senses, sober down. 2. to come to. ––ı başından gitmek 1. to be overwhelmed, be beside oneself. 2. to faint. ––ı başında olmamak 1. to be confused, be unable to think straight. 2. to be unconscious. ––ını başka yere vermek to let one´s mind wander. ––ınla bin yaşa! You´re really thinking today! (said sarcastically to the author of an idea one finds absurd). ––ı bokuna karışmak vulg. 1. to be frightened to death. 2. to be overcome with joy. ––ını bozmak /la/ to be obsessed (with). –– bu ya! colloq. We/He thought it was a good idea! ––ını çalmak /ın/ 1. to enchant, fascinate, charm, captivate. 2. to influence, sway. ––ını çelmek /ın/ 1. to dissuade from a good intention, cause (one) to give up a decision. 2. to corrupt, lead astray. ––dan çıkarmak /ı/ to forget all about (it), give up the idea (of). ––ı çıkmak to worry oneself sick, be near panic. ––ından çıkmak to slip one´s mind. ––ından çıkmamak 1. to stick in one´s mind. 2. to go around and around in one´s head. ––ının çivisi eksik not very bright; screwy, cracked. ––ı dağılmak to be unable to concentrate. –– danışmak /a/ to consult, ask (someone) for advice. –– defteri colloq. notebook. –– doktoru colloq. psychiatrist. ––ını durdurmak /ın/ (for something) to make (someone) unable to think straight. ––lara durgunluk vermek (for something) to blow one´s mind. ––ı durmak to be openmouthed with astonishment. ––ına düşmek 1. to come back to one´s mind. 2. to come into one´s mind, strike one. –– eksikliği mental deficiency. –– erdirememek /a/ to be unable to fathom. ––ı ermek 1. /a/ to understand, grasp. 2. to be mentally mature. –– ermemek /a/ 1. not to be able to conceive of; to find inconceivable. 2. to find unacceptable. ––ına eseni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. ––ına esmek to come into one´s head. –– etmek /ı/ to think of (doing something) (at the right time). ––ı evvel pretentious about one´s wisdom. –– fikir mind: Allah akıl fikir versin! May God cause you to think straight! Aklın fikrin neredeydi? Why didn´t you think? Cafer´in aklı fikri tiyatroda. All Cafer thinks about is the theater. ––ından geçirmek /ı/ to happen to think (of). ––ından geçmek to occur to one, pass through one´s mind. ––a gelmedik unanticipated. ––ına gelmek 1. to occur to one. 2. to come back to one´s memory. ––ıma gelen başıma geldi. colloq. What l was afraid of has happened. ––ına geleni söylemek to speak without thinking. ––ına geleni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. ––a gelmeyen başa gelir. proverb You can´t always anticipate everything. ––a gelmez inconceivable; not anticipated. ––ına getirmek 1. /ı, ın/ to remind (someone) of. 2. /ı/ to consider, think (of). ––ı gitmek 1. to be confused, be perplexed. 2. /a/ to be taken (by). ––ı gözünde (one) who believes only what he sees. –– harcı olmamak /ın/ (for something) to be

    • İngilizce

      (ADJ.)
      mental

    • İngilizce

      (N.)
      reason, intelligence, wit, brain, mind, head, wisdom, bean, advice, comprehension, memory, chump, consciousness, gray matter, grey matter, headpiece, intellect, loaf, nous, prudence, psyche, sapience, strength of mind, s

    • İngilizce

      intelligence, brain, reason us; memory bellek; advice öğüt; opinion, idea

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      akıl

      Almanca

      r Verstand, e Vernunft, r Sinn, r Geist; e Erinnerung.

    • Almanca

      Vernunft [die], Verstand [der], Geist [der], Hirn [das], Intelligenz [die], Klugheit [die], Sinn [der]

    • Almanca

      Verstand, aVernunft, Sinn, Geist; Erinnerung

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      akıl

      Fransızca

      raison [la], esprit [le], intellect [le], pensée [la]

    • Fransızca

      intellect, intelligence

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      akıl

      Azerice

      ağıl

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe Flemenkçe
    • Türkçe

      akıl

      Flemenkçe

      verstand

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      akıl

      Lehçe

      inteligencja

    • Lehçe

      rozum

    • Lehçe

      umysł

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      akıl

      Arnavutça

      mendje, kuptim, aftësi për të kuptuar

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      akıl

      Kazakça

      aqıl

    • Kazakça

      es

    • Kazakça

      qaper

    • Kazakça

      sana

    • Kazakça

      zerde

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.