trafik ne demek?

Almanca

Verkehr

Almanca

Verkehr [der]

Almanca

r Verkehr.

Almanca

Verkehr m

Kazakça

transport ağımı

Kazakça

kölik ağımı

Lehçe

ruch

Lehçe

komunikacja

Azerice

trafik

Fransızca

circulation, trafic

Fransızca

trafic [le], circulation [la]

Türkçe

isim Fransızca trafic < İtalyanca traffico
 
1 .    Ulaşım araçlarının yola çıkması için gerekli işlemleri yapan ve ulaşım yollarını denetleyen resmî kurum veya görevli kişiler.  
2 .  isim  Ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt araçları tarafından kullanılması, seyrüsefer.  
3 .    Ulaşım yollarında bulunan taşıt ve yayaların tümü:
       "Trafik, Bankalar Caddesinin ağzından Taksim doğrultusuna aralıksız boşalıyor."- A. İlhan.  
4 .  mecaz  Önemli görevlerde bulunan kişilerin bir yere gidiş gelişi.

Birleşik Sözler

trafik akımı
trafik akışı
trafik işaretleri
trafik lambası

Türkçe

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

1. Ulaşım araçlarının yola çıkması için gerekli işlemleri yapan ve ulaşım yollarını denetleyen resmî kurum veya görevli kişiler: § “Ulan trafik diye bir şey var hayatta, inek!” -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 264.2. Ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt araçları tarafından kullanılması, seyrüsefer:§ “Sınıfların ticaret ve trafik tahavvüllerinde görülen değişmelerin...” -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 19. § “Polis onlardan, trafik memurları onlardandı.” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 66. § “ Ya da bir küfür trafik polisinin birine, doğru Oktay’ın yanındasın.” -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 51. § “Trafik kazaları yok denecek kadar azdı.” -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 74. § “İlerlemeyen bir trafikte taksiye binsen ne olacak?” -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 104. § “Çocuklardan biri trafik kazasına uğramış bir hâl içindeydi.” -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 300. § “Bir aralık Bakan koltuğunda oturan ve sonra bir trafik kazasında ölen bu savcıya cevabım…”-Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 45. § “Minibüs adım adım ilerleyen trafikte, yolcular aheste …” -Elif Şafak, Mahrem, 29. § “Trafik açılmıştı, ama arabalar gene ağır ağır gidiyordu.” -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 581. § “… bölgelerle deniz trafiğini izleyen…” -Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 208. 3. Ulaşım yollarında bulunan taşıt ve yayaların tümü: 4. mec. Önemli görevlerde bulunan kişilerin bir yere gidiş gelişi.

Türkçe

Güncel Türkçe Sözlük

a. 1. Ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt tarafından kullanılması, gidiş geliş, seyrüsefer. 2. Ulaşım yollarında bulunan taşıt ve yayaların tümü: “Trafik, Bankalar Caddesinin ağzından Taksim doğrultusuna aralıksız boşalıyor.” -A. İlhan. 3. Yoğunluk: Telefon trafiği. 4. mec. Önemli görevlerde bulunan kişilerin bir yere gidiş gelişi.

İngilizce

traffic

İngilizce

(N.)
traffic

İngilizce

traffic. –– adası traffic island. –– hacmi traffic flow. –– işareti traffic sign; road sign. –– kazası traffic accident. –– lambası traffic light, traffic signal. –– polisi traffic policeman. –– şeridi traffic lane, lane. –– tıkanması traffic jam.

Türkçe

trafik