Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe kalmak

    Fransızca

    rester, demeurer, séjourner

  • Fransızca

    rester

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe kalmak

    Kazakça

    qalw

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe kalmak

    Arnavutça

    mbetem

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe kalmak

    Japonca

    tomaru

Türkçe  Türkçe » Yunanca  Yunanca
  • Türkçe kalmak

    Yunanca

    ρήμ. μένω

Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe kalmak

    Lehçe

    zostawać

  • Lehçe

    zostać

  • Lehçe

    przebywać

  • Lehçe

    pozostawać

  • Lehçe

    pozostać

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe kalmak

    Azerice

    qalmaq

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe kalmak

    Türkçe

    (nesne almayan fiil)
     
    1 .    Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek:
           "Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı."- T. Buğra.  
    2 .    (zaman, uzaklık veya nicelik için) Belirtilen miktarda bulunmak:
           "Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı."- O. C. Kaygılı.  
    3 .    Konaklamak, konmak:
           "Hemen karargâha yerleşmezsem, ne geri dönebilir, ne de otelde kalabilirdim."- F. R. Atay.  
    4 .    Oturmak, yaşamak, eğleşmek:
           "Tam beş sene benimle beraber kaldı."- S. F. Abasıyanık.  
    5 .    Hayatını sürdürmek, yaşamak.  
    6 .    Varlığını korumak, sürdürmek:
           "Eniştemizin iptidaî kalmış huyları da vardı."- A. Ş. Hisar.  
    7 .    Oyalanmak, vakit geçirmek:
           "Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı."- N. Cumalı.  
    8 .    Sınıf geçmemek.  
    9 .    İşlemez, yürümez duruma gelmek.  
    10 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Geriye atılmak, ertelenmek:
           "Mahkeme ayın on sekizine kaldı."- S. F. Abasıyanık.  
    11 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Görevi veya yetkisi içinde olmak, düşmek, durumu itibarıyla aşağı seviyede bulunmak:
           "Paralı pullu, dünya güzeli gibi adam, kaldı kaldı da bu kokmuşa mı kaldı?"- R. N. Güntekin.  
    12 .    Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak.  
    13 .    Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek.  
    14 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil)  Miras olarak geçmek.  
    15 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil)  Yapamamak.  
    16 .    Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak:
           "Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına."- H. Taner.  
    17 .  (ile edatıyla kullanılan fiil)  Yetinmek.  
    18 .    Sınırlanmak, bitmemek:
           "Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep vak'asıyla kalmadı."- Atatürk.  
    19 .  (yardımcı fiil)  Olmak, herhangi bir durumda bulunmak:
           "Fatma'nın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştık."- F. R. Atay.  
    20 .    Herhangi bir durumu sürdürmek.  
    21 .  (yardımcı fiil)  Kök veya gövdeleri sonuna -e / -a ve -ip eki almış fiillerle sürerlik bildiren birleşik fiiller oluşturur.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    (şundan veya bundan) kalır yeri yok
    (şuna veya buna) kalsa (veya kalırsa)  

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. İkamet etmek, oturmak. 2. Konaklamak, yatmak. 3. Bulunmak. 4. Muhafaza olmak, durmak 5. Artmak, fazla bulunmak. 6. Miras intikal etmek. 7. Mahrum olmak. 8. Belli bir duruma mecbur olmak, maruz olmak. 9. Çıkış imkânı bulamamak, kapanıp kalmak 10. Payına düşmek,...e mal olmak 11. (tasviri fiil olarak) // uyuyip kalmak: uyuyuvermek 12. (yardımcı fiil olarak) // meydanda kalmak: ortada kalıvermek, eli boş kalmak

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Kalkmak

  • Türkçe

    Tarama Sözlüğü


    Bağlanmak, kapılmak, değer vermek, itibar göstermek, bakmak

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    (nsz) 1. Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek: ?Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı.? -T. Buğra. 2. Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak: ?Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı.? -O. C. Kaygılı. 3. (-de) Konaklamak, konmak: ?Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim.? -F. R. Atay. 4. (-le) Oturmak, yaşamak: ?Tam beş sene benimle beraber kaldı.? -S. F. Abasıyanık. 5. Eğleşmek. 6. Hayatını sürdürmek, yaşamak: O aileden bir bu çocuk kaldı. 7. Varlığını korumak, sürdürmek: ?Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı.? -A. Ş. Hisar. 8. (-de) Oyalanmak, vakit geçirmek: ?Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı.? -N. Cumalı. 9. Sınıf geçmemek: Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de. 10. (-de) İşlemez, yürümez duruma gelmek: Araba yarı yolda kaldı. 11. (-e) Geriye atılmak, ertelenmek: ?Mahkeme ayın on sekizine kaldı.? -S. F. Abasıyanık. 12. (-de) Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak: Oda duman içinde kaldı. 13. (-de) Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek: Bugün iş maddesinde kaldık. 14. (-den) Miras olarak geçmek: Çiftlik ana babasından kalmış. 15. (-den) Yapamamak: Misafir geldi, gezmeden kaldık. 16. Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak: ?Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına.? -H. Taner. 17. (-le) Yetinmek: Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı. 18. (-le) Sınırlanmak: ?Amasyada iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı.? -Atatürk. 19. Herhangi bir durumu sürdürmek. 20. (yar) Olmak, herhangi bir durumda bulunmak: ?Fatmanın yemek çantası olmasaydı, dün aç kalmıştık.? -F. R. Atay. 21. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Bakakalmak. Şaşakalmak. Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

  • Türkçe

    Divanü Lügatit-Türk


    kalmak, bırakmak

Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe kalmak

    Almanca

    bleiben, zurückbleiben, wohnen, abflauen, nicht weiter fahren, übrigbleiben; sich aufhalten; sitzenbleiben

  • Almanca

    bestehen, bleiben, dableiben, logieren, verbleiben, verharren, verweilen; sich aufhalten; übrigbleiben; (sýnavda) durchfallen

  • Almanca

    bleiben, zurückbleiben, wohnen, abflauen, nicht weiter fahren, übrigbleiben; sich aufhalten; sitzenbleiben (sýnýfta).

Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe kalmak

    İngilizce

    to remain; to be left; to be left behind; to be left over; to stay; to put up; to stick around; to be, to spend time; (sınavda) to fail; (yağmur, vb.) to stop, to cease; to be postponed (to/until); to fall to (sb); to descend from sb/sth, to be inherited

  • İngilizce

    (V.)
    stay, remain, continue, keep, stand, fail, be left, be left over, abide, bed, come to, devolve, flunk, keep to, leave, put up, refuge, rest with, room, sleep, stop, survive, tarry, wait

  • İngilizce

    -ır 1. to remain, be left; to be left over. 2. to stay (in a place temporarily). 3. to come to a halt, reach a standstill. 4. to fail (a class). 5. /a/ to be postponed to. 6. /a/ (for a matter) to be entrusted to (someone). 7. /a, dan/ (for something) to be left to (someone) by (someone else). 8. /dan/ to be kept from doing (something). 9. /la/ to be content with, go no further than. kala kala only ..., no more than ... (is left): Gelmesine kala kala bir gün kaldı. There´s only one day left until she comes. kaldı ki moreover, furthermore. kalsa/kalırsa /a/ 1. if you ask (my/his/her) opinion. 2. if it were left up to (someone). Kalsın. 1. Let´s leave it for the time being. 2. I´ve decided I don´t want it. kalır yeri olmamak /dan/ to be at least as good as.

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.