Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe ezmek

    Fransızca

    écraser

  • Fransızca

    écraser, broyer, triturer, accabler, froisser, comprimer, contusionner, écrabouiller, piler, fouler, meurtrir, opprimer

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe ezmek

    Kazakça

    watw

  • Kazakça

    tüyu

  • Kazakça

    taptaw

  • Kazakça

    ezw

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe ezmek

    Arnavutça

    dërmoj

Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe ezmek

    Lehçe

    zmiażdżyć

  • Lehçe

    zgnieść

  • Lehçe

    zgnieciony

  • Lehçe

    zgniatać

  • Lehçe

    rozgnieść

  • Lehçe

    rozgniatać

  • Lehçe

    miażdżyć

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe ezmek

    Azerice

    əzmək

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe ezmek

    Türkçe

    (-i durum ekiyle kullanılan fiil)
     
    1 .    Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassıltmak, biçimini değiştirmek:
           "Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım."- E. B. Koryürek.  
    2 .    Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek:
           "Rüzgârın içinde biribirini ezercesine kaçıştılar."- S. F. Abasıyanık.  
    3 .    Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek.  
    4 .  mecaz  Üzmek, sıkıntıya sokmak:
           "Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir."- A. Gündüz.  
    5 .  mecaz  Baskı altında tutmak:
           "Mahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi."- R. H. Karay.  
    6 .  mecaz  Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak.  
    7 .  mecaz  Yenmek, sindirmek.  
    8 .  argo söz  Harcamak:
           "Paraları bir haftada ezerim."- S. F. Abasıyanık.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    ez de suyunu iç
    ezip büzmek  

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Bir konuyu ballandıra ballandıra anlatmak.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Sırtı keseletmek ya da sabunlatmak.

  • Türkçe

    Tıp Terimleri Kılavuzu


  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    (-i) 1. Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek: ?Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım.? -E. B. Koryürek. 2. Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek: ?Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar.? -S. F. Abasıyanık. 3. (nsz) Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek: Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek. 4. mec. Üzmek, sıkıntıya sokmak: ?Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir.? -A. Gündüz. 5. mec. Baskı altında tutmak: ?Mahzun yüzünü ağlaya ağlaya öpmek arzusu içimi bir açlık gibi ezdi.? -R. H. Karay. 6. mec. Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak: Bu yol hayvanı ezdi. 7. mec. Yenmek, sindirmek: Düşmanı ezmek. 8. argo Harcamak: ?Paraları bir haftada ezerim.? -S. F. Abasıyanık.

  • Türkçe

    Divanü Lügatit-Türk


    kazımak, sıyırmak

Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe ezmek

    Almanca

    drücken, zerdrücken, zerquetschen, zertrefen; überfahren

  • Almanca

    zerdrücken, zerquetschen, quetschen, stampfen, treten, unterdrücken, überanstrengen; überfahren

  • Almanca

    drücken, zerdrücken, zerquetschen, zertrefen; überfahren.

Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe ezmek

    İngilizce

    to crush, to pound; to mash; to squeeze, to squash, to liquidize; (arabayla) to run over; to tread, to trample; to oppress, to tyrannize; to overwhelm, to suppress, to trounce; to defeat, to massacre

  • İngilizce

    (V.)
    crush, pound, mash, weigh down, domineer, run over, run down, bray, comminute, crunch, grind, hold down, knock over, mangle, oppress, overbear, overwhelm, pulverize, quash, scrunch, smash, squash, squeeze, squelch, squis

  • İngilizce

    /ı/ 1. to crush, squash (fruit). 2. to grind, triturate. 3. to mash, purée. 4. to crush in, smash in; to dent in. 5. to run over, hit and knock down. 6. to crush and dissolve. 7. to depress, lower the spirits of. 8. to oppress, grind down, beat down, trample on (someone, a group, etc.). 9. to wear down, weary. 10. to defeat, crush, beat down. 11. slang to spend (money). Ez de suyunu iç. colloq. It is absolutely worthless.

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.