Türkçe » Lehçe
godzina
Türkçe » Almanca
Uhr f, Stunde f
e Uhr; e Stunde; r Zähler.
Stunde [die]; Zeit [die]; Uhr [die]
Uhr; Stunde; Zähler
Türkçe » Fransızca
heure [la]
heure, horloge, montre
Türkçe » Azerice
saat
Türkçe » Flemenkçe
het uur; horloge; klok
Türkçe » İngilizce
hour; time; watch, clock; meter
-ti 1. hour. 2. time; time of day. 3. clock; watch; timepiece. 4. (electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer. 5. an hour´s walk; the distance that can be traveled in an hour. –– ayarı time signal (used to regulate timepieces). ––i ayarlamak 1. to set a watch or clock in accordance with the correct time. 2. to adjust a watch or clock (so that it doesn´t go too fast or too slow). –– başı 1. on the hour. 2. constantly, every whipstitch. –– başı galiba! Why is everybody so quiet? (said jocularly when there is a general lull in the conversation). –– be saat from hour to hour, hourly, with every passing hour. –– bu saat. colloq. The time to do it is right now! –– çemberi/dairesi astr. hour circle. –– gibi like a clock, like clockwork, in a very smooth and orderly way. –– kaç? What time is it? –– kaçta? At what time?/When? –– kösteği watch chain. –– kulesi clock tower. ––i kurmak to wind a clock or watch. –– on bir buçuğu çalmak to be nearing the end of one´s life, for time to run out on one. –– on birde very late in life, very late in the day. ––i saatine on time, punctually. ––i saatine uymamak (for someone) to be very capricious, be very unpredictable. –– tutmak to time something or someone. –– vurmak for a clock to strike the hour.
(ADV.)
o'clock
(N.)
hour, watch, clock, timer, ticker, meter, horologe
Türkçe » Yunanca
(η) ώρα, (το) ρολόι
Türkçe » Japonca
ji;tokei
Türkçe » Kazakça
sağat
Türkçe » Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Bilişim Terimleri Sözlüğü
Gökbilim Terimleri Sözlüğü
Güncel Türkçe Sözlük
isim Arapça saat
1 . Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası:
"Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker."- R. N. Güntekin.
2 . Vakit, zaman:
"Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar."- M. Ş. Esendal.
3 . Bir işin yapıldığı belli bir zaman.
4 . Günün hangi saati olduğunu gösteren alet:
"Kolundaki krom saate göz attı."- R. H. Karay.
5 . Sayaç.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
saat başı galiba!Birleşik Sözler
saat açısıTürkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Osmanlıca
Osmanlıca
Gökbilim Terimleri Sözlüğü
Güncel Türkçe Sözlük
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Osmanlıca
Almanca » Türkçe
Säle {za:l} r Salon.
[die] tohum; ekin; tohum ekme
l. (Säen) tohum ekme 2. (Same) tohum 3. (aufkeimende Pflanzen) ekin -beet n fidelik -feld n ekilmis taria -gans/zo. ekin kazi -gut n tohumluk tahil -kartof-fel pl. ekimlik patates -krähe / zo. ekin kargasi; alaca (od. gök) karga
Azerice » Türkçe
saat
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.