parke ne demek?

Türkçe

isim Fransızca parquet
 
1 .    konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçaları veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme.  
2 .    Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası.  
3 .    bakınız parke taşı.

Birleşik Sözler

parke taşı      

Türkçe

Güncel Türkçe Sözlük

a. 1. Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme. 2. Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası. 3. Parke taşı: “İstasyon caddesinin bozuk parkeleri boyunca yürüyüp gidiyor.” -N. Meriç.

Türkçe

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

1. Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçaları veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme: § “Yerde gördüğü şey bir bıçak hem de epeyce büyük bir Catalan bıçağı idi ki, bu bıçağa evvela bir kâğıt delinip geçirilerek badehu kuvvetlice bir el onu kaliçeden parkenin meşe tahtalarına saplanabilecek kadar kuvvetle yatak önüne saplamış.” -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar s. 51. § “Emekli albay, parke pistin elden geldiğince boşaltılmasını, nikâh masasının çevresinde geniş bir açıklık bırakılmasını sağlıyor.” -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 171. § “İnce parkelerin üstüne serili kıymettar bir Acem halısı ve tablosuz beyaz duvarlarda salkım salkım elektrik ziyaları.” -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 66. § “Belki oda böyle büyük, kaloriferli bir apartmana taşınır; parkeleri cilalı.” -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 97. 2. Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası: 3. Parke taşı: § “… şu vatandaşa bak, işte yine kazmışlar yolu, daha dün örtmüşlerdi, bu eski parke taşlardan da ne istiyorlar…” -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 107. § “Zemini de parke taşlarla döşenmiştir.” -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp’ın Mektupları, 138. § “Şimdiki parke sokaklar bu sefil külhaninin işine yaramıyor.” -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 65. § “Nihayet sokağın parke taşları üzerinde takır takır peyda olan nal takırtıları ile şakır şakır samia-hıraş olan kılıç şakırtıları süvari jandarmaların imdada yetiştiklerini tebşir etti.” -Ahmet Midhat Efendi, Mesail-i Muğlaka, 343.

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

At arabalarında yan kayışların takıldığı, arabanın önündeki demire bağlı, uzun ağaç parçası.

İngilizce

1. parquet, parquetry. 2. cobblestone pavement. –– taşı cobblestone.

İngilizce

(N.)
parquet, inlay, hardwood

İngilizce

parquet; cobblestone pavement

Almanca

s Parkett; s Pflaster.

Almanca

Boden [der], Parkett [das], Täfelung [die]

Almanca

Parkett; Pflaster

Fransızca

parquet [le]