Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe çevirmek

    Almanca

    wenden, drehen, umdrehen, kehren, umkehren, abwenden, wegwenden, zuwenden, lenken, umschlagen; übersetzen.

  • Almanca

    wenden, drehen, umdrehen, kehren, umkehren, abwenden, wegwenden, zuwenden, lenken, umschlagen; übersetzen

  • Almanca

    drehen, abdrehen, abwenden, herumdrehen, kehren, umdrehen, umgeben, übersetzen, übertragen, wenden, zuwenden, (sayfa) umschlagen, (silahýný) anlegen

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe çevirmek

    Kazakça

    töñkerw

  • Kazakça

    qorşaw

  • Kazakça

    ïirw

  • Kazakça

    burw

  • Kazakça

    buraw

  • Kazakça

    aynaldırw

  • Kazakça

    awdarw

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe çevirmek

    Arnavutça

    kthej

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe  Flemenkçe
  • Türkçe çevirmek

    Flemenkçe

    keren; draaien; draaien (Film); vertalen

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe çevirmek

    Fransızca

    tordre, traduire

  • Fransızca

    braquer, ceinturer, changer, convertir, détourner, dévier, encercler, enclore, environner, retourner, réduire, tourner, (dil) traduire, interpréter, (dolap\dalavere) machiner, (dolap\entrika) tramer, (söz) fausser

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe çevirmek

    Türkçe

    (-i durum ekiyle kullanılan fiil)
     
    1 .    Bir şeyin yönünü değiştirmek:
           "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi."- Y. Z. Ortaç.  
    2 .    Öteki yüzünü görünür duruma getirmek:
           "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu."- Ö. Seyfettin.  
    3 .    Döndürerek hareket ettirmek:
           "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi."- S. F. Abasıyanık.  
    4 .    Yönetmek, idare etmek:
           "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor."- H. Taner.  
    5 .    Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek.  
    6 .    Geri göndermek.  
    7 .    Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek.  
    8 .    Çevrilemek, tevil etmek.  
    9 .    Hile, dolap, dalavere gibi dürüst olmayan davranışlar için yapmak:
           "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir."- Atatürk.  
    10 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)  Kötü bir duruma getirmek.  
    11 .    Bir dilden başka bir dile aktarmak, tercüme etmek:
           "Romanlar, hikâyeler yazar, yahut Fransızcadan çevirirmiş."- M. Ş. Esendal.  
    12 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, ile edatıyla kullanılan fiil)  Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak.  
    13 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)  Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek.  
    14 .    Bir durumdan başka duruma geçmek.  
    15 .    (kâğıt oyunu için) Oynamak.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    çevir kazı yanmasın

    Birleşik Sözler

    evire çevire      

  • Türkçe

    Yapıt Hakları Terimleri Sözlüğü


    Bir dilde yazılmış yapıtları başka bir dile aktarmak.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Çevirmek, geri döndürmek, etrafını sarmak

  • Türkçe

    Tarama Sözlüğü


    İdare etmek

  • Türkçe

    Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


    bk. televizyona almak.

  • Türkçe

    Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


    Sinema Çevirim eylemi.

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    (-i) 1. Bir şeyin yönünü değiştirmek: “Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi.” -Y. Z. Ortaç. 2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek: “Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu.” -Ö. Seyfettin. 3. Döndürerek hareket ettirmek: “Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi.” -S. F. Abasıyanık. 4. Yönetmek, idare etmek: “Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor.” -H. Taner. 5. Durdurmak: Taksi çevirmek. 6. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek: Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü. 7. Geri göndermek: Kendisine yollanan parayı çevirmiş. 8. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. 9. Çevrilemek, tevil etmek: Sözü işine geldiği gibi çevirdi. 10. (-den) Çeviri yapmak: “Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş.” -M. Ş. Esendal. 11. (-i, -le) Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak: Bağı duvarla çevirmek. 12. (-i, -e) Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek: Evlerini otele çevirdiler. 13. (-den, -e) Bir durumdan başka duruma geçmek. 14. (nsz) Kâğıt oyunu oynamak. 15. (nsz) mec. Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak: “Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir.” -Atatürk.

  • Türkçe

    Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü


    Bir birim dizgesinden başka birine, örneğin c.g.s.ten M. K. S.e geçmek.

  • Türkçe

    Bilişim Terimleri Sözlüğü


    (II) Verinin taşıdığı bilgiyi değiştirmeksizin, gösterim biçimini değiştirmek, örn. kök çevirme, düğüm çevirme, örnekselden sayısala çevirme.

  • Türkçe

    Bilişim Terimleri Sözlüğü


    (I) Bir dilde anlatılanı başka bir dilde anlatmak üzere dönüştürmek.

  • Türkçe

    Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe çevirmek

    İngilizce

    to turn, to turn (sth) round; to point; to spin; to divert; (kamera, dürbün) to train; to wind; to rotate; to revolve; to reverse; to revoke, to annul; to send back; to translate (into), to render tercüme etmek; to manage, to run yönetmek, idare etmek;

  • İngilizce

    (V.)
    turn, spin, upturn, exchange, roll, twirl, change to, turn into, switch to, translate into, translate, interpret, encircle, surround, enclose, inclose, avert, commute, convert, decline, deflect, divert, hedge in, hedge r

  • İngilizce

    1. /ı/ to turn. 2. /ı/ to turn, rotate; to make (something) spin. 3. /ı/ to manage. 4. /ı/ to stop (someone who is going somewhere). 5. /ı/ to send (something) back. 6. /ı/ to turn (a garment) inside out. 7. /ı/ to interpret (something) (in a specified way). 8. /ı/ to translate. 9. /ı, la/ to enclose (a place) with. 10. /ı, a/ to turn, make, or transform (one thing) into (another). 11. /ı/ to pull (a trick, a ruse). 12. /ı, a/ to turn (a situation) into (something bad). 13. /a/ (for one kind of meteorological condition) to turn into, become (another): Yağmur kara çevirdi. The rain´s turned to snow. Çevir kazı yanmasın. colloq. Why are you changing the subject? (said sarcastically).

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.