Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe yumurta

    Almanca

    Ei n

  • Almanca

    Ei; Hode

  • Almanca

    Ei [das]

  • Almanca

    s Ei; e Hode.

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe yumurta

    Kazakça

    jumırtqa

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe yumurta

    Arnavutça

    vezë

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe yumurta

    Japonca

    tamago

Türkçe  Türkçe » Yunanca  Yunanca
  • Türkçe yumurta

    Yunanca

    (το) αυγό

Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe yumurta

    Lehçe

    jajo

  • Lehçe

    jajko

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe  Flemenkçe
  • Türkçe yumurta

    Flemenkçe

    het ei

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe yumurta

    Azerice

    yumurta

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe yumurta

    Fransızca

    œuf

  • Fransızca

    ìuf [le]

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe yumurta

    Türkçe

    isim, biyoloji
     
    1 .    Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre.  
    2 .    Tavuk yumurtası.  
    3 .  mecaz  Er bezi.  
    4 .    Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    yumurtadan daha dün çıkmış
    yumurta kapıya dayanmak (veya gelmek)
    (arkasında veya sırtında) yumurta küfesi yok ya!
    yumurtaya kulp takmak
    yumurtayı çalkamak  

    Birleşik Sözler

    yumurta akı
    yumurta hücresi
    yumurta kökü
    yumurta ökçe
    yumurta sarısı
    yumurta zarı
    ıspanaklı yumurta
    katı yumurta
    kıymalı yumurta
    lop yumurta
    pastırmalı yumurta  

  • Türkçe

    Zooloji Terimleri Sözlüğü


    Dişi eşeylik gözesi; yuvarlak ya da söbe biçimde olabilen dişi üreme gözesi.

  • Türkçe

    Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü


    anat. 1. Ovulasyonla infundibulumdan yumurta kanalına geçen ve ikinci mayoz bölünmeyi henüz tamamlamamış olan büyük dişi cinsiyet hücresi, ovum, makrogamet. Yumurtanın çekirdeğinde vezikula germinativa adı verilen açık renkli kromatinle makula germinativa adı verilen koyu kromatin toplulukları bulunur. 2. Kanatlılar tarafından üretilen ve insan gıdası olarak kullanılan hayvansal gıda maddesi. 3. Büyükbaş hayvanların but kısmında bulunan ve diz ekleminin iç kısmından kalça eklemine doğru uzanan yumurta biçiminde, ortalama 2-3 kg ağırlığındaki et parçası.

  • Türkçe

    Tıp Terimleri Kılavuzu


  • Türkçe

    Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü


    Genellikle yuvarlak biçimli, dişi eşey organında mayoz bölünmeler sonucu oluşan, haploit kromozom sayılı, erkek hücresiyle birleşerek zigotu meydana getiren, büyük hareketsiz bir hücre, ovum, dişi üreme hücresi. 

  • Türkçe

    Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


    (botanik, biyoloji)

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    a. 1. biy. Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre: Balık yumurtası. Böcek yumurtası. 2. Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi. 3. Tavuk yumurtası: “İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi.” -H. Taner. 4. anat. Er bezi: Koç yumurtası. 5. hlk. Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp.

  • Türkçe

    Dirilbilim Terimleri


  • Türkçe

    Biyoloji Terimleri Sözlüğü


    Genellikle yuvarlak şekilli, dişi eşey organında mayoz bölünmeleri sonucu teşekkül eden haploit kromozom sayılı, erkek eşey hücresi ile birleşerek zigotu meydana getiren, büyük, hareketsiz, bir hücre. Ovum.

Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe yumurta

    İngilizce

    egg; spawn

  • İngilizce

    (Pref.)
    ovi, ovo

  • İngilizce

    (N.)
    egg, roundish object produced by certain female animals for reproductive purposes (Slang), nuts, testicles; ovum, spawn

  • İngilizce

    (ADJ.)
    ovular

  • İngilizce

    1. egg. 2. testicle, testis. 3. darning egg. –– akı egg white, albumen. ––yı çalkamak (for a broody hen) to turn over the egg it´s sitting on. –– çırpacağı whisk (for beating eggs); eggbeater. ––dan daha dün çıkmış young and smart-alecky. –– kapıya dayanmak/gelmek 1. for a given period of time almost to be up: yumurta kapıya dayanmadan while there´s still sufficient time. 2. for a situation to become desperate; for someone to be hard pressed. ––ya kulp takmak to seize upon the most unlikely things as pretexts for criticizing someone or something. (Arkasında/Sırtında) –– küfesi yok ya! colloq. You can´t depend on him./He´ll break his word (or change his tack) whenever it suits him. –– sarısı 1. yolk. 2. light orange, deep yellow.

Azerice  Azerice » Türkçe  Türkçe
  • Azerice yumurta

    Türkçe

    yumurta

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.