Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe müzik

    Almanca

    e Musik.

  • Almanca

    Musik

  • Almanca

    Musik [die]

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe müzik

    Kazakça

    mwzıka

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe müzik

    Arnavutça

    muzikë

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe müzik

    Japonca

    ongaku

Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe müzik

    Lehçe

    muzyka

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe  Flemenkçe
  • Türkçe müzik

    Flemenkçe

    muziek

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe müzik

    Azerice

    musiqi

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe müzik

    Fransızca

    musique

  • Fransızca

    musique [la]

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe müzik

    Türkçe

    isim Fransızca musique < Yunanca
     
    1 .    Tek sesli veya çok sesli olarak birtakım duygu ve düşünceleri anlatma sanatı, musiki.  
    2 .    Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması.

    Birleşik Sözler

    müzik bilimci
    müzik bilimi
    müzik corner
    müzik dolabı
    müzikhol
    müzik köşesi
    müzik market
    müzik odası
    müzik salonu
    müziksever    

  • Türkçe

    Osmanlıca


    (Bak: Musiki

  • Türkçe

    Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü


    1. Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki:§ “Belki biraz müzik.” -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 25. § “Müzik durur.” -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar: II. Sınır, 254. § “Simeranya’da her seviyeye göre okuma salonları laboratuvarlar, atelyeler, müzik, tiyatro, sinema ve spor evleri vardır.” -Peyami Safa, Yalnızız, 51. § “Bundan başka Mehmet Rauf, soluğunu Batı müziğinden alan bir melomandı.” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 19. § “İçerden gelen müziğin hiçte az sonra bitecekmiş gibi bir havası yoktu.” -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 141. § “Bir uçta arabesk müzik, bir uçta Yeşilçam sineması, bir uçta gazino (magazin) basını!” -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 11. 2. Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması: § “Yani bu tanrısal öyküler ve destansı öyküler bir toplanma sırasında şiir ya da düz yazı olarak müzik ve dansla bir arada ve ayrı olarak okunursa.” -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 74. § “İniltinin ya da müziğin son notası gibi, ta dipten şıp diye bir ses işittim.” -Adalet Ağaoğlu. Gece Hayatım, 40. § “Müzik yaparlar.” -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 28. § “… dinleyene sağırlık verecek zannedilirse de o zamanlar kulak müzik ahengine alışmamış olduğundan bununla hoş vakit geçirilir ve eğlenilirdi.” -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 242. § “... orkestra âdeta beynimi kemiren gürültülü bir müziğe başlayınca...” -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp’ten Kosova’ya, 3. § “Müzik Hüsrev’in sesiyle mutabakat hâlinde.” -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 88. § “Müzikle yıkandı.” -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 39. § “Türkan’la birlikte gelip giden, büyük müzik dinlemek fırsatını bulunca. ” -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 51.

  • Türkçe

    Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


    Sinema/TV. Bir filmde ya da televizyon yayınında kullanılan, özgün ya da derleme her çeşit müziği anlatır genel terim.

  • Türkçe

    Halkbilim Terimleri Sözlüğü


    İnsanoğlunun toplumsal, dinsel, büyüsel, duyusal, düşünsel, eşeysel gereksinmelerini karşılamak için kullandığı uyaklı uyaksız, ölçülü ölçüsüz, düzenli düzensiz ses, sözlü ses, doğal ya da yapay aygıtların seslerinden oluşan evrensel kültür düzeni, bk. müzikbilim, halk müziği, krş. halk koşuğu, halk oyunu.

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    a. 1. Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki: Müzik eğitimi. 2. Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması: Bu akşam güzel bir müzik dinledik.

  • Türkçe

    Eğitim Terimleri Sözlüğü


    1. Duygu, düşünce ve imgeleri, tek ya da çok sesli olarak türlü biçimlerde anlatma sanatı; bu biçimde düzenlenmiş eserlerin söylenmesi ya da çalınması. 2. Öğrencilere kendi sesleriyle şarkı söylemek, müzik dilini doğru olarak okuyup yazmak, herhangi bir çalgı çalmak, değerli müzik parçalarını dinlemekten zevk almak ve bu parçaları yorumlamak için gerekli bilgi, beceri ve beğeyi kazandırmak amacıyla okutulan ders.

  • Türkçe muzîk

    Türkçe

    Osmanlıca


    (Mudîk) Sıkan, sıkıştıran, darlaştıran

Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe müzik

    İngilizce

    music; musical

  • İngilizce

    (N.)
    music

  • İngilizce

    music. –– konservesi slang (phonograph) record, wax. –– kutusu music box. –– seti music set.

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.