Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe küçük

    Lehçe

    niewielki

  • Lehçe

    chłopiec

  • Lehçe

    ciasny

  • Lehçe

    drobny

  • Lehçe

    małostkowy

  • Lehçe

    mały

  • Lehçe

    młodszy

  • Lehçe

    nieznaczny

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe küçük

    Fransızca

    petit

  • Fransızca

    petit/e; mineur/e; (kardeþ) junior

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe küçük

    Azerice

    kiçik

Türkçe  Türkçe » Yunanca  Yunanca
  • Türkçe küçük

    Yunanca

    μικρός

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe küçük

    Japonca

    chiisai,komakai

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe küçük

    Arnavutça

    i vogël

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe küçük

    Kazakça

    kişi

  • Kazakça

    kişkene

  • Kazakça

    kişkentay

  • Kazakça

    waq

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe küçük

    Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Bir çeşit zehir.

  • Türkçe

    Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    a. 1. mec. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. 2. Küçük abdest. 3. sf. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı: “Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı.” -A. Kutlu. 4. sf. Yaşı daha az olan: “Zaten galiba en küçük oğlun ölümcül bir hastalığı olduğuna hiçbirimiz inanmak istemiyorduk.” -A. Ağaoğlu. 5. sf. Niceliği az olan: “Kimseden en küçük bir alaka görmüyordum.” -S. F. Abasıyanık. 6. sf. Niteliği aşağı olan, bayağı: Küçük adam. 7. sf. Geri aşamada: Küçük bir memur. 8. sf. Değersiz, önemsiz: “Bu iyi temiz, sıhhatli, küçük insanların uykusu bambaşka bir şey.” -S. F. Abasıyanık. 9. sf. Kısık, parlak olmayan (ses): “Küçük, tatlı bir sesle kovboy şarkıları söyledi.” -R. H. Karay.

  • Türkçe

    Tıp Terimleri Kılavuzu


  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Köpek yavrusu.

  • Türkçe

    sıfat
     
    1 .    Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı:
           "Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm."- M. Ş. Esendal.  
    2 .    Daha az yaşlı:
           "Ortanca ve küçük ablalar ... beni, arabanın beklediği sokağa indirdiler."- R. N. Güntekin.  
    3 .    Niceliği az olan:
           "Kimseden en küçük bir alâka görmüyordum."- S. F. Abasıyanık.  
    4 .    Niteliği aşağı olan, bayağı.  
    5 .    Geri aşamada.  
    6 .    Değersiz, önemsiz:
           "Bu iyi temiz, sıhhatli, küçük insanların uykusu bambaşka bir şey."- S. F. Abasıyanık.  
    7 .    Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan:
           "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar.  
    8 .  isim  Çocuk.  
    9 .    (ses) Kısık, parlak olmayan:
           "Küçük, tatlı bir sesle kovboy şarkıları söyledi."- R. H. Karay.  
    10 .  isim  Yaş, makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse:
           "Küçüğü tümen kumandanı idi."- F. R. Atay.  
    11 .    Küçük abdest.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    küçük dağları ben yarattım demek
    küçük düşmek
    küçük düşürmek
    küçük görmek
    küçük köyün büyük ağası
    küçükle küçük, büyükle büyük olmak
    küçük oynamak

    Birleşik Sözler

    küçük abdest
    küçük ad
    Küçük Asya
    küçük ay
    Küçükayı
    küçükbaş
    küçük bey
    küçük burjuva
    küçük çaplı
    küçük çapta
    küçük dalga
    küçük dil
    küçük gezegen
    küçük hanım
    küçük harf
    küçük Hindistan cevizi
    küçük kan dolaşımı
    küçük karga
    küçük köprü
    küçük kumru
    küçük martı
    küçük mevlit ayı
    küçük orta
    küçük önerme
    küçük parmak
    küçük sakarca
    küçük sesli uyumu
    küçük şalgam
    küçük tansiyon
    küçük terim
    küçük tövbe ayı
    küçük ünlü uyumu

  • Türkçe kuçuk

    Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Ufak, küçük

  • Türkçe kücük

    Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Şubat ayı.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Astar olarak kullanılan kırmızı boya, sülüğen.

  • Türkçe Küçük

    Türkçe

    Türe Terimleri


Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe küçük

    İngilizce

    1. little, small. 2. young, little. 3. petty, small, small-minded. 4. petty, minor, low-ranking. 5. miniature, small-scale. 6. petite, dainty. K––! Hey little one! (said to a child). –– aptes 1. the need to urinate. 2. urination. K–– Asya Asia Minor. –– ay February. ––ten beri ever since childhood. –– burjuva petit bourgeois. –– burjuvazi petite bourgeoisie. –– dağları ben yarattım demek to be very conceited, be very full of oneself. –– deli, büyük deli, beşikteki başını sallar. colloq. There´s not a one of them that´s sane. –– düşmek to lose face, be humiliated; to humiliate oneself. –– düşürmek /ı/ to humiliate (someone). –– gelmek to be too small, not to fit. –– gezegen astr. asteroid, planetoid. –– görmek /ı/ to regard (someone, something) as inferior, not to think much of. –– göstermek/görünmek to look younger than one is. –– harf minuscule. –– köyün büyük ağası colloq. He really thinks he is something, but he´s only a big fish in a very little pond! –– kurna slang the vice-chairman (of a school discipline committee). –– mevlit ayı Rabi ll (lunar month). –– oynamak (for a gambler) to play for small stakes. –– önerme log. minor premise. –– parmak little finger or toe. –– su dökmek to urinate. –– terim log. minor term.

  • İngilizce

    (ADJ.)
    small, little, minor, mini, petty, petite, slight, younger, young, baby, junior, bantam, fiddling, not healthy, inconsiderable, minuscule, niggardly, one-horse, paltry, peanut, piddling, poky, remote, snug, tiddly

  • İngilizce

    (N.)
    child, infant, young, minor, kid

  • İngilizce

    (Pref.)
    mini, micro, infra, nano

  • İngilizce

    little; small; young, little; petty, insignificant, piddling; child, kid

Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe küçük

    Almanca

    klein; jung.

  • Almanca

    klein; gering; nebensächlich; unbedeutend; (yaþça) minderjährig

  • Almanca

    klein; jung

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.