Türkçe
çareTürkçe
isim (ça:re) Farsça çare
1 . Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu:
"Sonra aklına daha emin bir çare gelmiş gibi ters yüzü geri döndü."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . Bir şeyi önleme, tedavi yolu, deva.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(bir şeyin) çaresine bakmakTürkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
careTürkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
çâreTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Osmanlıca
Türkçe
Osmanlıca
Türkçe
ÇâreTürkçe
Osmanlıca
Türkçe
çareİngilizce
solution,remedy, cure, way to solve or remedy a problem or situation. ––sine bakmak /ın/ to look for a way to solve (a problem); to find a way to (do something). –– bulmak /a/ to find a way to remedy (a matter); to find a way to do (something). –– yok. I have no choice but to do it./My hands are tied.
İngilizce
(N.)
remedy, cure, antidote, healer, relief, aid, help, curative, egress, expedience, expediency, expedient, medium, obviation, redress, resort, resource, shift, solution, way out
İngilizce
way, means, expedient; remedy, cure, help
Türkçe
çareAlmanca
Ausweg m; Mittel n
Almanca
s Mittel, r Ausweg, s Schutzmittel, e Lösung.
Almanca
Abhilfe [die], Ausweg [der], Heilmittel [das], Hilfsmittel [das], Mittel [das], Zuflucht [die]
Almanca
Mittel, Ausweg, Schutzmittel, Lösung
Türkçe
çareFransızca
expédient [le], remède [le], ressource [la], truc [le]
Fransızca
moyen, solution
Türkçe
çareKazakça
amal
Kazakça
em
Kazakça
şara
İngilizce
careİngilizce
n. attention, concern; caution; supervision, management
İngilizce
v. be concerned with -; look out for -, watch over -; like, be fond of -
İngilizce
careTürkçe
(N.)
[keə]
ilgi, itina, bakım, himaye, dikkat; kaygı, aldırış, endişe, merak, tasa, üzüntü, özen; yapılması gereken şey, vecibe, borç
Türkçe
(V.)
[keə]
ilgilenmek, önem vermek, ilgi duymak, önemsemek; hevesli olmak, endişelenmek, özen göstermek, kafaya takmak, umurumda olmak, merak etmek, kendini üzmek, sevmek, hoşlanmak, beğenmek
Türkçe
i. 1. dert, kaygı, tasa. 2. bakım: He´s in intensive care. O yoğun bakımda. He left him in his sister´s care. Onu kız kardeşine emanet etti. 3. dikkat; özen, itina. f. 1. umurunda olmak, umursamak: I don´t care whether she comes or not. Onun gelip gelmem
Türkçe
kaygi, üzüntü; bakim, ilgi; koruma, sorumluluk; dikkat, özen,aldirmak, umursamak, önemsemek; istemek, hoslanmak, sevmek
Türkçe
v.ilgili ol:n.özen
Türkçe
aldırış
Türkçe
bakım
Türkçe
beğenmek
Türkçe
borç
Türkçe
dikkat
Türkçe
endişe
Türkçe
endişelenmek
Türkçe
hevesli olmak
Türkçe
hoşlanmak
Türkçe
himaye
Türkçe
kafaya takmak
Türkçe
kaygı
Türkçe
kendini üzmek
Türkçe
merak etmek
Türkçe
merak
Türkçe
önem vermek
Türkçe
önemsemek
Türkçe
özen göstermek
Türkçe
özen
Türkçe
sevmek
Türkçe
tasa
Türkçe
umurunda olmak
Türkçe
üzüntü
Türkçe
vecibe
Türkçe
yapılması gereken şey
Türkçe
ilgi duymak
Türkçe
ilgi
Türkçe
ilgilenmek
Türkçe
itina
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.