yaş ne demek? yaş nedir? yaş anlamı - nedemek.org

yaş ne demek?

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe

    • Türkçe

       yas

      Türkçe

      isim
           Ölüm veya bir felâketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      yasa gömülmek
      yas tutmak  

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      zarar, ziyan

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      ölüm, helâk

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      (Oğuz) ölüm, helâk

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem: ?En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez? -F. N. Çamlıbel.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Güçlü olmayan deve.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Bitki yetişmeyen toprak

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Zararlı hayvanları öldürmek için, geçecekleri yol üstüne, saçma ya da kurşun doldurulmuş tüfekle hazırlanmış tuzak.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Ölü ağıdı.

    • Türkçe

       yaş

      Türkçe

      Biyoloji Terimleri Sözlüğü


      Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.

    • Türkçe

      Coğrafya Terimleri Sözlüğü


      Kişinin doğumundan beri geçen tam yıl süre.

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      yaş, taze nesne, zerzevat, sebze, yeşillik; yaş (gözden gelen); yaş (insanın yaşadığı)

    • Türkçe

      Gökbilim Terimleri Sözlüğü


      Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      (I) a. 1. Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II): ?Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.? -C. S. Tarancı. 2. Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ: ?Genç yaşında. Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik.? -M. Yesari. 3. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman: Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti. 4. meteor. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      (II) sf. 1. Nemli, ıslak, kuru karşıtı. 2. Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. 3. a. Gözyaşı: ?Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu.? -H. S. Tanrıöver. 4. argo Kötü: Bugün işler yaş. 5. argo Zor.

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (zooloji)

    • Türkçe

      Tarama Sözlüğü


      1. Taze. 2. Deniz.

    • Türkçe

      Tıp Terimleri Kılavuzu


    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Akşamla yatsı arası.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Çok çevik, sağlam.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Çürük, güvenilmez.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Göz yaşı

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yaş, ıslak

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      < ET yaş: yaş; ıslak; taze; yaşanılan süre, yaş bu (anlamda kullanıldığında genellikle bütün şahıslar için iyelik eki 3. teklik şahıs ekiyle kullanılır.) || yaş tut: taze dut || yaş meyva: taze meyve|| on yaşında: on yaşımda / yaşında

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yaş, ömür

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yıl

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Islak // goz yaşi: göz yaşı

    • Türkçe

      Zooloji Terimleri Sözlüğü


      Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.

    • Türkçe

       Yaş

      Türkçe

      Teknik Terimler - Temel Tekniği


    • Türkçe

       yâş

      Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yağış

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce

    • Türkçe

       yas

      İngilizce

      mourning. –– tutmak to mourn, be in mourning.

    • İngilizce

      (N.)
      lament, mourning

    • İngilizce

      mourning matem

    • Türkçe

       yaş

      İngilizce

      1. damp; moist. 2. fresh (fruit) (as opposed to dried). 3. tears (in a person´s eyes): bir damla yaş a tear. 4. slang bad, rough, tough. 5. slang alcohol, liquor, booze. –– akıtmak/dökmek to shed tears, cry, weep. ––ın arasında/yanında kuru da yanar. proverb Sometimes the innocent suffer along with the guilty. ––lara boğulmak to cry one´s eyes out, cry a river. ––ını içine akıtmak to cry inwardly, hide one´s grief. –– kesen, baş keser. proverb A person who needlessly cuts down trees is a kind of murderer. –– odun green wood, freshly cut wood. –– tahtaya/yere basmak to be duped, be swindled, be taken in.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      dank, humid, wet

    • İngilizce

      (ADJ.)
      sappy

    • İngilizce

      (N.)
      age, year; winter

    • İngilizce

      tear

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca

    • Türkçe

       yaş

      Almanca

      naß; Alter n; Lebensalter n

    • Almanca

      Alter [das], Lebensalter [das], Lebensjahr [das]; feucht, naß

    • Almanca

      1. Alter 2. Träne; feucht, nass

    • Türkçe

       yas

      Almanca

      e Trauer.

    • Almanca

      Trauer [die]

    • Almanca

      Trauer

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca

    • Türkçe

       yas

      Fransızca

      deuil [le]

    • Türkçe

       yaş

      Fransızca

      humide, mouillé/e; (gözyaþý) larme [la]; âge [le]

    • Fransızca

      âge, larme

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice

    • Türkçe

       yaş

      Azerice

      yaş

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe

    • Türkçe

       yas

      Lehçe

      żałoba

    • Türkçe

       yaş

      Lehçe

      starość

    • Lehçe

      wiek

Türkçe  Türkçe » Yunanca Yunanca

    • Türkçe

       yaş

      Yunanca

      ηλικία

Türkçe  Türkçe » Japonca Japonca

    • Türkçe

       yaş

      Japonca

      toshi, nenrei

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça

    • Türkçe

       yaş

      Arnavutça

      1. lagësht (i)
      2. moshë

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça

    • Türkçe

       yas

      Kazakça

      aza

    • Kazakça

      qara

    • Türkçe

       yaş

      Kazakça

      ılğal

    • Kazakça

      jas

    • Kazakça

      swlı

Azerice  Azerice » Türkçe Türkçe

    • Azerice

       yaş

      Türkçe

      ıslak

    • Türkçe

      yaş

yaş ile ilgili Aramalar

    Başkaları Ne Arıyor?

    Yukarı Çık

    NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

    "Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

    Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


    Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.