İngilizce  İngilizce » Türkçe  Türkçe
  • İngilizce tam

    Türkçe

    iskoç beresi

Türkçe  Türkçe » Lehçe  Lehçe
  • Türkçe tam

    Lehçe

    całkowity

  • Lehçe

    celny

  • Lehçe

    dokładny

  • Lehçe

    doskonały

  • Lehçe

    kompletny

  • Lehçe

    pełnia

  • Lehçe

    pełny

  • Lehçe

    słuszny

  • Lehçe

    sprawiedliwy

  • Lehçe

    ścisły

  • Lehçe

    trafny

  • Lehçe

    właśnie

  • Lehçe

    zupełny

  • Lehçe

    akurat

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe tam

    Japonca

    choodo

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe tam

    Kazakça

    bütin

  • Kazakça

    däl

  • Kazakça

    nağız

  • Kazakça

    naq

  • Kazakça

    naqtı

  • Kazakça

    şaq

  • Kazakça

    tap

  • Kazakça

    tolıq

  • Kazakça

    tügel

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe tam

    Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Aynıyla, ne ileri ne geri, tam// tam tekmil: eksiksiz olarak

  • Türkçe

    Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


  • Türkçe

    Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


    bk. tamamlanmış

  • Türkçe

    Divanü Lügatit-Türk


    duvar, dam, kale

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    sf. 1. Eksiksiz, kesintisiz: ?Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım.? -A. Gündüz. 2. Bütün, tüm. 3. En elverişli, en uygun. 4. zf. Tıpkı: Tam istediğim gibi davrandın. 5. zf. O sırada, o anda: Tam mağazaya girecekken arkadaşım çağırdı. 6. mec. Gerçek, kusursuz: ?Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü.? -O. S. Orhon. 7. mec. Ehliyetli, yetkin. 8. argo Amerikan doları.

  • Türkçe

    Tarama Sözlüğü


    bk. dam.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1.Ahır. 2.Yapıların üst bölümü, dam. 3.Toprak tabanlı, tek katlı ev, köy evi: Bu köyün tamları seyrektir. 4.Büyük, boş, ışıksız oda. 5.Baca.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Kalaylanmış dövme bakır.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. Hayvanların barındıkları ve yemlerinin konulduğu yer: Koyun tamda doğurmuş. 2. Toprak dam.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. Ağır. 2. Yük.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    (< Ar. tâmm) tam

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    (< Ar. tamâm) tamam

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Oda, küçük yapı

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Ahır

  • Türkçe

    sıfat Arapça tamm
     
    1 .    Eksiksiz, kesintisiz:
           "Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım."- A. Gündüz.  
    2 .    Bütün, tüm.  
    3 .  mecaz  Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz:
           "Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü."- O. S. Orhon.  
    4 .  zarf  (zaman ve yer için) Anlamı kesinleştirir:
           "Bohçasını aldı, tam çıkacaktı..."- Ö. Seyfettin.  
    5 .  zarf  Uygun olarak, tıpkı, aynı.  
    6 .  zarf  Sırasında, anında:
           "Tam mağazaya gireceğim zaman arkamdan bir ses geldi."- Ö. Seyfettin.
           "Tam bu sırada bir helikopter geçti üzerimizden."- H. Taner.  
    7 .  argo söz  Amerikan doları.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    tam adamına çatmak
    tam adamını bulmak (veya tam adamına düşmek)
    tam gelmek
    tam maaşla tekaüt (veya emekli)
    tam üstüne basmak  

    Birleşik Sözler

    tam açı
    tam algı
    tam asalak
    tam bakım
    tam bilet
    tam bölen
    tam gaz
    tam gün
    tam kafiye
    tam mesai
    tam otomatik
    tam pansiyon
    tam sayı
    tam siper
    tam tamına
    tam tarife
    tam yol
    tamı tamına    

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    ( < ET tam) Dam, kümes

Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe tam

    İngilizce

    1. whole, full; complete, perfect: tam ekmek a whole loaf of bread. tam maaş full salary. tam iki kilo a full two kilos. tam yetki full authority/full power. tam istihdam full employment. tam üye full member. tam pansiyon full pension/full room and board. tam bir Fransız a Frenchman through and through. tam bir ziyafet a real banquet. tam bir rezalet an out-and-out disgrace. 2. exactly; right; immediately; precisely; just: Orada tam yedi yıl çalıştı. He worked there for exactly seven years. Tam zamanında geldin. You´ve come right on time. Tam karşımda oturuyordu. She was sitting immediately opposite me. şimdi tam sırası! Now´s just the right time! Tam istediğiniz gibi yaptım. I did it just as you wanted me to. 3. fully, completely: tam teşekküllü bir hastane a fully equipped hospital. Görevini tam yapmanı istiyorum. I want you to carry out your duty to the full. –– açı geom. perigon. –– adamını bulmak to choose just the right person for the job. –– adamına düşmek for either the best or the worst person possible to fall to one´s lot. –– bölen math. factor. –– çiçek bot. perfect flower, monoclinous flower. –– gelmek (for something) to be a perfect fit. –– gölge astr. umbra. –– maaşla tekaüt jocular (someone) who´s got it easy (because he has a well-paid sinecure). ––/––ı tamına completely; in full. –– teçhizat 1. mil. all the gear ordinarily issued to a soldier. 2. all the equipment needed to do a job. –– teçhizat gelmek to come bringing all the necessary gear; to come fully equipped. –– tertip thoroughly. –– tutulma astr. total eclipse. –– üstüne basmak 1. to hit the nail right on the head. 2. to find just what one has been looking for. –– vaktinde/zamanında 1. right on time, right on the dot. 2. at just the right moment. –– yol/yolla at full speed, at top speed, as fast as it/he/she can go.

  • İngilizce

    (ADJ.)
    complete, full, whole, entire, just, exact, precise, perfect, integral, absolute, accurate, true, trueborn, very, accomplished, all out, blank, clear, consummate, correct, dead, downright, engrained, even, factual

  • İngilizce

    (ADV.)
    exactly, fully, right, precisely, very, the very, at the time, just, bang, bang on, according to Cocker, desperately, due, even, out and out, plunk, prompt, rightdown, sharp, slap bang, slick, stark, straight, to a T

  • İngilizce

    (Pref.)
    holo

  • İngilizce

    complete, entire, whole; exact, precise, perfect; prompt, sharp; just, very; completely, exactly, precisely, bang

Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe tam

    Almanca

    ganz; genau; komplett; präsize; voll; völlig; vollständig

  • Almanca

    ganz, voll; genau, gerade.

  • Almanca

    voll, ganz, genau, durchschlagend, eben, exakt, gerade, komplett, lückenlos, präzis, pur, restlos, vollständig, völlig

  • Almanca

    ganz, voll; genau, gerade

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe tam

    Fransızca

    complet/ète, entier/ière, total/e, sonné/e, (saat) sonnant/e, accompli/e, adéquat/te, exact/e, parfait/e

  • Fransızca

    complet, juste

Türkçe  Türkçe » Azerice  Azerice
  • Türkçe tam

    Azerice

    tam

Azerice  Azerice » Türkçe  Türkçe
  • Azerice tam

    Türkçe

    tam

Kazakça  Kazakça » Türkçe  Türkçe
  • Kazakça tam

    Türkçe

    çatı

  • Türkçe

    dam

  • Türkçe

    ev

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.