sis ne demek? sis nedir? sis anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      sis

      Türkçe

      isim, coğrafya
           Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman:
             "Sisler ve bulutlar arasında kalmış aciz bir yolcu gibiyim."- H. C. Yalçın.
             "Kalkuta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor."- R. H. Karay.

      Birleşik Sözler

      sis bombası
      sis farı
      sis lambası
      sis perdesi

    • Türkçe

      Coğrafya Terimleri Sözlüğü


      Yeryüzüne oturan ve görüş uzaklığını az ya da çok daraltan bir tür bulut. bk. bulut, pus.

    • Türkçe

      Fizik Terimleri Sözlüğü


      1. Nemli havanın yeterince soğumasıyla içindeki su uçuğunun yeryüzüne yakın yerlerde yoğuşumu. 2. Bir uçun içindeki sıvı damlacıklarından oluşan asıltı.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. coğ. Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman: “Kalkütayı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor.” -R. H. Karay.

    • Türkçe

      Kimya Terimleri Sözlüğü (II)


      Çok ince sıvı damlacıklarının bir gaz içinde dağılıp asılı durması sonucu oluşmuş heterojen bir karışım.

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (coğrafya)

    • Türkçe

      Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


      Sinema Genellikle çevirimde ya da işlemelikte bir yanlışlıktan, en çok boş filmin alıcıya takılıp çıkarılması sırasında makaraya ışık sızması sonucu filmin ışık almasından ileri gelen ve görüntü üzerinde kendini az ya da çok donuklukla gösteren kusur.

    • Türkçe

      Tarama Sözlüğü


      1. Atın tüylerindeki küçük alaca benekler. 2. Bazı kimselerin yüzlerinde bulunan nokta nokta esmer lekeler, çil.

    • Türkçe

      Tıp Terimleri Kılavuzu


    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Çil: Kızın yüzü sisli.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yüzdeki çil.

    • Türkçe

      sış

      Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      şiş, tutmaç şişi

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      şiş, tutmaç yedikleri şış

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      şişmiş olan her nesne, yumru

    • Türkçe

      Divanü Lügatit-Türk


      kabına sığmayacak kadar su ile şişmek

    • Türkçe

      şiş

      Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      (I) a. 1. Şişmiş olan yer, şişlik. 2. sf. Şişmiş, şişkin: “Emine Hanımın şiş gözleri daha sakindi.” -H. E. Adıvar.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      (II) a. 1. Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. 2. Bu çubuğa veya şişe geçirilerek pişirilmiş olan et. 3. Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk: “Ablası bir an çorap şişlerini bırakıyor, gözleri doluyor.” -H. E. Adıvar.

    • Türkçe

      Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü


      Yenim olayı sonucu hidrojen gazı oluşumuyle, kaplama ve örtülerde beliren kabarcık.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1.Ekmek pişirmekte kullanılan ağaç çevirgeç. 2.Sacda ekmek çevirmeye yarayan ucu sivri demir çubuk. 3.Tandır karıştırmaya yarayan demir. 4.Tandırda kelle ütülemek için kullanılan sivri demir çubuk. 5.Ateş küreği.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Sac üstündeki yufkayı çevirmeye yarayan uzun, tahta araç.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Şiş; egişin eşanlamlısı

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (I) Üzerinde odun kırılan kütük. (Yukarıtırtar *Yalvaç -Isparta; *Kemalpaşa -İzmir.; Saçıkara *İslahiye -Gaziantep)

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (II) 1. Tandır duvarından düşen pişmiş ekmekleri dışarı almak için kullanılan ucu çengelli demir çubuk. (Küllük *Iğdır -Kars) 2. Ateş karıştırılan çubuk. (*Güdül -Ankara) 3. Hayvanların bulundukları yerlerden ayrılmalarını önlemek için kullanılan demir kazık. (Kızılca *Bor -Niğde)

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      sis

      İngilizce

      fog; mist; haze. –– basmak for the fog to come in. –– bombası smoke bomb. –– çanağı smoke pot; smudge pot. –– düdüğü foghorn. –– lambası fog light, fog lamp. –– perdesi smoke screen.

    • İngilizce

      (N.)
      fog, mist, haze, mistiness, haziness

    • İngilizce

      fog, mist, haze

    • Türkçe

      şiş

      İngilizce

      1. skewer; spit. 2. knitting needle. 3. (food) cooked on a skewer: şiş kebap shish kebab. ––e geçirmek /ı/ to skewer, fix (something) upon a skewer; to spit, fix (something) upon a spit.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      blown up, swelling, protuberant, swell, turgid

    • İngilizce

      (N.)
      spit, skewer, knitting needle, needle, swelling, swell, tumefaction, rising, bulge, wart, broach, concretion, turgescence

    • İngilizce

      swollen; protuberant; swelling, bulge, bump

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      şiş

      Almanca

      Beule f; Quellung f; Schwellung f; Spieß m

    • Almanca

      1. Spiess; Stricknadel 2. geschwollen

    • Türkçe

      sis

      Almanca

      neblig.

    • Almanca

      Nebel [der]

    • Almanca

      Nebel

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      sis

      Fransızca

      brouillard [le], brume [la]

    • Fransızca

      brouillard, brume

    • Türkçe

      şiş

      Fransızca

      broche [la], brochette [la]; enflure [la], gonflement [le], tuméfaction [la]

    • Fransızca

      brochette

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      sis

      Azerice

      sis

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe Flemenkçe
    • Türkçe

      şiş

      Flemenkçe

      spies-braadspies-opgezwollen-opzwelling

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      sis

      Lehçe

      mgła

Türkçe  Türkçe » Yunanca Yunanca
    • Türkçe

      sis

      Yunanca

      (η) ομίχλη

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      sis

      Arnavutça

      mjegull

    • Türkçe

      şiş

      Arnavutça

      1. gungë
      2. hell

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      şiş

      Kazakça

      isik

    • Kazakça

      istik

    • Türkçe

      sis

      Kazakça

      tuman

İngilizce  İngilizce » İngilizce İngilizce
    • İngilizce

      sis

      İngilizce

      n. sister, female sibling (Informal)

İngilizce  İngilizce » Türkçe Türkçe
    • İngilizce

      sis

      Türkçe

      (N.)
      [sɪs]
      kızkardeş, abla

    • Türkçe

      i., k. dili kızkardeş.

    • Türkçe

      abla, kizkardes

Azerice  Azerice » Türkçe Türkçe
    • Azerice

      sis

      Türkçe

      sis

Fransızca  Fransızca » Türkçe Türkçe
    • Fransızca

      sis

      Türkçe

      bulunan

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.