masa ne demek? masa nedir? masa anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      masa

      Türkçe

      isim (ma'sa) İtalyanca mensa < Lâtince
       
      1 .    Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya:
             "Çoğunlukla akşam yemeğinden sonra, sofra kaldırılınca, yemek masasında yazardım o öyküleri."- N. Cumalı.  
      2 .    Aynı masada oturanların tümü.  
      3 .    Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm.  
      4 .   spor  İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı.  
      5 .   coğrafya  Düz duruşlu yer, düzlek yapı.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      masaya oturmak

      Birleşik Sözler

      masa başı
      masa örtüsü
      masa saati
      masa tablası
      masa takvimi
      masa tenisi
      masa topu
      masa üstü yayıncılık
      yuvarlak masa      

    • Türkçe

      Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


    • Türkçe

      Gökbilim Terimleri Sözlüğü


      Bir takımyıldızın adı.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya: “Çoğunlukla akşam yemeğinden sonra, sofra kaldırılınca yemek masasında yazardım o öyküleri.” -N. Cumalı. 2. Bu mobilya etrafında oturanların tümü. 3. Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm: Kaçakçılık masası. Kıbrıs masası. 4. coğ. Düz duruşlu yer, düzlek yapı. 5. sp. İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı.

    • Türkçe

      Jimnastik Terimleri Sözlüğü


      İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı.

    • Türkçe

      Masatopu Terimleri Sözlüğü


      Üzerinde masatopu oynamağa yarayan, uzunluğu 274 cm., genişliği 152,5 cm., yerden yüksekliği 76 cm. olan, üstü koyu donuk boyalı, kenarlarına oyun alanını belirten 2 cm. kalınlığında beyaz çizgiler çekilmiş masa.

    • Türkçe

      Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü


      1. Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya:§ “Yanan avuçlarını masanın mermerine dayadı.” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 5. § “Bir küçük masa üzerinde dikiş filan edevatı görülürdü.” -Ahmet Midhat Efendi, Felatun Beyle Rakım Efendi, 154. § “Burada geniş orta masası, küçük içki dolabı, büyük bir sedir vardı.” -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 70. § “Güneşli kahve terasındaki masalar masif ağaçtandı.” -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 14. § “Odadaki dumanlar arasında biraz düşünceli ve sessiz kaldıktan sonra elinin iki parmağını küçük bir sigara masasına dayanmış tutarak.” -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 92. § “Tuvalet masası Japonez bir paravana ile yatak odasından ayrılmıştı.” -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 35. § “Buraya bir sandalye ile bir kanepe ve iki masa koydum.” -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp’ın Mektupları, 113. § “Bu anda size masa başında mektup yazarken.” -Ziya Gökalp‘ın Neşredilmemiş Yedi Eseri ve Aile Mektupları, 20. § “Kirli duvarlardan kaldırılmış tablolar çekilen masalar geride isle çerçevelenmiş dörtgen aklıklar bırakmıştı.” -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 11.§ “Usta hâlâ yemek masasının başında oturuyor.” -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 55. § “ Eve geldiğimde yazı masasının üstünde bir mektup buldum.” -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 253. § “Aynı yemek masasını birlikte kaydettiğimiz...” -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp’ten Kosova’ya, 3. § “Her tarafa serpilmiş koltuklar, iskemleler, sigara masaları vesaire.” -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 38. § “… masama oturup yeni bir çay…” -Elif Şafak, Mahrem, 26. § “Birkaç ahşap masa, ahşap iskemle…” -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 14. § “Yemek masasının üzerine yerleştirilen tabureye oturmuş berbere saçlarını kestiriyordu.” -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 12. “Tinlerin (ruhların) yolu yordamıyla çağrılınca tirge (masa) başına seğirtecek üşüştüklerine varıncaya dek türlü nenlere (şeylere) inanır, yırlarında (şiirlerinde) olsun, düzeyitlerinde (nesirlerinde) olsun, yazağından (kaleminden) ne çıkmışsa hepsinde ölmez derin derin...” -Nurullah Ataç, Diyelim, 100. § “Batılı alacaklılarımız bizi Paris’te ameliyat masasına yatırmışlar.-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 18. 2. Aynı masada oturanların tümü. 3. Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm: § “Bu yaklaşmanın mutlaka yeşil bir akademi masası başında olması şart değildir.” -Peyami Safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca,, 17. 4. İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı. 5. Düz duruşlu yer, düzlek yapı.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Erkeğin erkeklik organı.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Üvendire.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      (< İt. mensa) masa

    • Türkçe

      maşa

      Türkçe

      isim Farsça maşe
       
      1 .    Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç:
             "Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı."- Ç. Altan.  
      2 .    Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç.  
      3 .  mecaz  Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse.  
      4 .   spor  Bisiklet çatısının ön ve arkasında, çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça.  
      5 .    Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet:
             "Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı."- P. Safa.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      maşa gibi
      (birini) maşa gibi kullanmak
      maşa kadar
      (birinin) maşası olmak
      maşa varken elini yakmak  

      Birleşik Sözler

      kara maşa
      termoelektrik maşa
      zilli maşa  

    • Türkçe

      Çiftteker Terimleri Sözlüğü


      Çifteker çatısının ön ve arkasında, çatal biçiminde, tekerlerin takıldığı parça.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç: “Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı.” -Ç. Altan. 2. Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç: Saatçi maşası. 3. Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet: “Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı.” -P. Safa. 4. mec. Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse: “Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler.” -A. Boysan. 5. sp. Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça.

    • Türkçe

      Tiyatro Terimleri Sözlüğü


      Perdeyi tutan mandal.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Sebze ve tütün fidesi.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      (< Far. mâşe) maşa

    • Türkçe

      Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü


      Isıtılmış kapları emniyetle tutmaya yarayan, metal veya tahtadan yapılmış malzeme.

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (I) Deri tutturmağa yarayan kıstırgaç. (*Yalvaç -Isparta)

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (II) Saat çarklarının hızını ayarlatan çatal kol. (-Bursa)

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (III) Tezgahlarda alt okla üst oku gergin tutmağa yarayan düzenin alt çengeline takılan araç. (Tokmacık *Yalvaç -Isparta)

    • Türkçe

      Masa

      Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (astronomi)

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      masa

      İngilizce

      1. table. 2. desk. 3. desk (a department or post in an organization). 4. the creditors of a bankrupt person or firm. –– örtüsü tablecloth.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      desk

    • İngilizce

      (N.)
      table, console

    • İngilizce

      table; desk

    • Türkçe

      maşa

      İngilizce

      1. tongs, pair of tongs; fire tongs. 2. fork (of a bicycle frame). 3. curling iron. –– gibi thin and dark-complexioned (person). –– gibi kullanmak /ı/ to use (someone) as a cat´s-paw. –– kadar colloq. tiny, teeny, teeny-weeny (baby). ––sı olmak /ın/ to be (someone´s) tool, be (someone´s) cat´s-paw. –– varken elini yakmak to take chances, take a chance (when there is no need to do so).

    • İngilizce

      (N.)
      cat's-paw, tongs, a pair of tongs, pincers, forceps

    • İngilizce

      tongs, pincers; cat's paw, tool

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      masa

      Almanca

      Tisch m

    • Almanca

      r Tisch.

    • Almanca

      Tisch [der]

    • Almanca

      Tisch

    • Türkçe

      maşa

      Almanca

      e Feuerzange; e Klammer; e Pinzette.

    • Almanca

      Klammer [die], Strohmann [der], Zange [die]; Zange [die]

    • Almanca

      Feuerzange; Klammer; e Pinzette

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      masa

      Fransızca

      table [la]

    • Fransızca

      table

    • Türkçe

      maşa

      Fransızca

      pince [la]

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      masa

      Azerice

      masa

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      masa

      Lehçe

      stół

    • Lehçe

      tabela

Türkçe  Türkçe » Yunanca Yunanca
    • Türkçe

      masa

      Yunanca

      (το) τραπέζι

Türkçe  Türkçe » Japonca Japonca
    • Türkçe

      masa

      Japonca

      teeburu

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      masa

      Arnavutça

      tavoline

    • Türkçe

      maşa

      Arnavutça

      mashë

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      maşa

      Kazakça

      iskek

    • Kazakça

      qısqaş

    • Türkçe

      masa

      Kazakça

      stol

    • Kazakça

      üstel

Azerice  Azerice » Türkçe Türkçe
    • Azerice

      masa

      Türkçe

      masa

İspanyolca  İspanyolca » Türkçe Türkçe
    • İspanyolca

      masa

      Türkçe

      kitle

Kazakça  Kazakça » Türkçe Türkçe
    • Kazakça

      masa

      Türkçe

      sivrisinek

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.