İngilizce  İngilizce » Türkçe  Türkçe
  • İngilizce level

    Türkçe

    nişan almak

  • Türkçe

    düzeltmek

  • Türkçe

    düzleştirmek

  • Türkçe

    düzlük

  • Türkçe

    eşitlemek

  • Türkçe

    hedef almak

  • Türkçe

    hiza

  • Türkçe

    makul

  • Türkçe

    mantıklı

  • Türkçe

    namuslu

  • Türkçe

    düzeç

  • Türkçe

    ölçülü

  • Türkçe

    seviye

  • Türkçe

    seviyeli

  • Türkçe

    su terazisi

  • Türkçe

    yatay

  • Türkçe

    yerle bir etmek

  • Türkçe

    yıkmak

  • Türkçe

    yöneltmek

  • Türkçe

    zemin

  • Türkçe

    düzey

  • Türkçe

    (ADJ.)
    düz, yatay, aynı seviyede, ölçülü, dengeli, seviyeli, makul, mantıklı, akılcı, namuslu, dürüst

  • Türkçe

    (N.)
    düzlük, düzey, seviye, hiza, su terazisi, düzeç, zemin

  • Türkçe

    (V.)
    düzeltmek, düzleştirmek, yıkmak, yerle bir etmek, eşitlemek, dengelemek, yöneltmek, hedef almak, nişan almak

  • Türkçe

    i. 1. düzey, seviye. 2. düzeç, kabarcıklı düzeç, su terazisi. 3. düzlük, düz yer. s. 1. düzlem, yatay. 2. hemzemin, bir seviyede olan. 3. ölçülü, dengeli. f. (--ed/--led, --ing/--ling) 1. düzeltmek, düzlemek. 2. yıkmak, yerle bir etmek. 3. eşit düzeye get

  • Türkçe

    yüzey, yatay yüzey; düzlük, düz yer; düzey, seviye; derece, ölçü; su terazisi, tesviye ruhu; tesviye aleti, düzeç,düz; ayni düzeyde, ayni hizada, bir seviyede; seviyeli, dengeli, düzgün, düzlestirmek, düzeltmek, tesviye etmek; yikmak, yerle bir etmek

  • Türkçe

    düzey,v.aynı seviyeye getir:n.düzey

  • Türkçe

    Bilgisayar/Elektronik Terimleri


    duzey

  • Türkçe

    akılcı

  • Türkçe

    aynı seviyede

  • Türkçe

    dengelemek

  • Türkçe

    dengeli

  • Türkçe

    dürüst

  • Türkçe

    düz

  • İngilizce Level

    Türkçe

    Mühendislik Terimleri


    V.Aynı Seviyeye Getir:N.Düzey

İngilizce  İngilizce » İngilizce  İngilizce
  • İngilizce level

    İngilizce

    n. degree; rank; height; plane, flat horizontal surface; plain, flat horizontal area of land; device used to determine if a surface is horizontal

  • İngilizce

    v. straighten, flatten, make even; equalize, adjust two or more things so they are level with each other; destroy, tear down; knock down; direct, aim (weapon, etc.); be open and honest, be frank; use a level

  • İngilizce

    adj. straight; equal; even, balanced; horizontal; on an equal level; honest, frank

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe level

    Türkçe

    Gitar Terimleri Sözlüğü


    bk. volume level

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.