Türkçe  Türkçe » İngilizce  İngilizce
  • Türkçe geçmek

    İngilizce

    (V.)
    pass, pass by, pass away, go by, expire, go, exceed, elapse, cross, surpass, leave behind, outrun, outdistance, beat, better, best, outgrow, fit in, clear, be over, be valid, be current, be transmitted, abate, cap, catch

  • İngilizce

    to pass; to pass by, to pass along, to pass through; to ross, to go through, to pass; to outdistance; to pass through, to experience; to give up, to stop; to happen, to take place, to pass off; to turn out; to overtake, to overhaul; to beat, to pass; to o

  • İngilizce

    1. to pass. 2. /dan/ to pass by, go by. 3. /dan/ to pass through, go through. 4. /dan/ to go down (a street, road, corridor). 5. /dan/ to pass over, cross, traverse. 6. /ı/ to pass through, pass over, cross. 7. /dan/ to undergo, go through. 8. /dan/ to renounce one´s claim to. 9. /dan/ to give up, abandon. 10. /da/ (for one´s life, a period of time) to be spent in. 11. (for a period of time) to pass, elapse. 12. to take place, happen, occur. 13. /dan, a/ (for a disease) to pass from (someone) to (someone else), spread from (one place) to (another). 14. /dan, a/ to pass from (someone) to (someone else) (through heredity). 15. /a/ to move to. 16. /dan/ to go through a period of, pass through a period of; to go through, pass through, come through (a profession, an institution, a field of study, a type of training, etc.); to be schooled in. 17. /a/ to penetrate, affect. 18. /a/ to come into (power, authority). 19. /a/ to pass on to, pass over to. 20. /ı/ to pass, overtake, go past; to outstrip. 21. to move on, keep moving; to go ahead, go on. 22. to pass, be over, end, come to an end, finish. 23. /ı/ to surpass, exceed, outdo, outstrip, outrun. 24. /ı/ to skip over, skip, pass over. 25. /ı/ to play; to sing; to perform; to learn (a piece of music) by practicing. 26. /ı, dan/ to learn (a piece of music) from (someone). 27. (for a stove, a fire, embers) to go out, become cold, die. 28. /a/ to pass into, be recorded as (history); to be recorded in, be written down in (a book); to be put into (writing). 29. to be current, be in use, be valid, be in effect. 30. to be in demand, sell, be popular, be in vogue. 31. to be mentioned, be written or spoken about, be referred to. 32. /ı/ to pass (one´s class). 33. /dan/ to pass (an exam). 34. /a/ to take (one´s place), go to (one´s place). 35. /dan/ (for a road or river) to pass through, pass by. 36. (for fruit) to get rotten, dry up, spoil. 37. to get oneself out of something, get oneself off the hook, be shut of an involvement. 38. slang (an auxiliary verb used after some nouns) to do, make: diskur geçmek to spiel. Geçelim. Let us not talk about it. (...) geçtim let alone: Mektubu geçtim, bir kartpostal olsun yazamıyor mu? Can´t he at least write a postcard, let alone a letter? Geçti Bor´un pazarı, sür eşeğini Niğde´ye. colloq. It is too late to do anything about that; so let´s think about doing something else. Geç!/Geç efendim! colloq. Leave it!/Don´t waste your time on it./It´s not worth talking about. Geçtim olsun. colloq. Forget about it. Geç yiğidim geç! colloq. Pass by, my brave one (said in giving way to someone who is more powerful than oneself).

Türkçe  Türkçe » Kazakça  Kazakça
  • Türkçe geçmek

    Kazakça

    ötw

  • Kazakça

    keşw

  • Kazakça

    asıp tüsw

  • Kazakça

    asıp ketw

Türkçe  Türkçe » Arnavutça  Arnavutça
  • Türkçe geçmek

    Arnavutça

    1. kaloj
    2. kapërcej

Türkçe  Türkçe » Japonca  Japonca
  • Türkçe geçmek

    Japonca

    sugiru, wataru, tooru

Türkçe  Türkçe » Fransızca  Fransızca
  • Türkçe geçmek

    Fransızca

    passer (int.)

  • Fransızca

    passer, distancer; percer; dépasser, surpasser; être reçu à un examen; être valable; (zaman) couler, (zaman) courir, (zaman) marcher, (zaman) s'écouler

Türkçe  Türkçe » Almanca  Almanca
  • Türkçe geçmek

    Almanca

    hindurchgehen; vorbeikommen, vorbeifahren; übergehen; ablaufen

  • Almanca

    ablaufen, anstecken, auslassen, bestehen, durchkommen, durchschneiden, durchziehen, passieren, sich übertragen, spielen, überbieten, übergehen, überschreiten, überspringen, übertreffen, überwinden; (araba) überholen; gelten; (zaman) fortschreiten, hingeh

  • Almanca

    hindurchgehen; vorbeikommen, vorbeifahren; übergehen; ablaufen.

Türkçe  Türkçe » Türkçe  Türkçe
  • Türkçe geçmek

    Türkçe

    (-den durum kiyle kullanılan fiil)
     
    1 .    Bir yerden başka bir yere gitmek:
           "Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim."- T. Buğra.  
    2 .    Bir yandan girip öte yandan çıkmak.  
    3 .    (yol, araç veya akarsu için) Bir yerin yakınından veya içinden gitmek.  
    4 .    (bir duruma) Uğramak, konu olmak.  
    5 .    Bırakmak, vazgeçmek.  
    6 .  (-de durum ekiyle kullanılan fiil)  Yaşamak.  
    7 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil)  Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak:
           "Hakkın var... Ne çare ki bizden geçti, diye söyleniyor."- R. N. Güntekin.  
    8 .  (-de durum ekiyle kullanılan fiil)  Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek:
           "Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı."- A. İlhan.  
    9 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)  (hastalık için) Bulaşmak, sirayet etmek.  
    10 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)  Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek.  
    11 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)  Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek.  
    12 .    Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak:
           "İstanbul'a geçecek değil, parmağımı kımıldatacak takatim yok."- S. M. Alus.  
    13 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Yerini bırakıp başka yer almak.  
    14 .  (-den durum kiyle kullanılan fiil)  Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak:
           "Şimdiki tulûat artistlerinin çoğu oradan geçtiler."- S. F. Abasıyanık.  
    15 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Etki yapmak, işlemek.  
    16 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Görev almak.  
    17 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Kalmak, devrolmak.  
    18 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil)  Geride bırakmak, aşmak.  
    19 .  (nesne almayan fiil, -i durum ekiyle kullanılan fiil, ile edatıyla kullanılan fiil)  Tükenmek, bitmek, sona ermek:
           "Yavaş yavaş bu hırs geçer."- F. R. Atay.
           "Bereket versin ki öfkesi tez geçer."- M. Ş. Esendal.  
    20 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil)  Üstünlük sağlamak.  
    21 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil)  Söylemeden veya bitirmeden atlamak.  
    22 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil)  (zaman için) Aşmak, geride bırakmak:
           "Şehzadebaşı'na geldikleri zaman saat onu geçiyordu."- P. Safa.  
    23 .    Harcamak:
           "Bütün günüm seni takip etmekle geçti."- Y. K. Karaosmanoğlu.  
    24 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil)  Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek.  
    25 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -den durum kiyle kullanılan fiil)  Birinden meşk etmek.  
    26 .    (haberi) Bir iletişim aracı ile bildirmek.  
    27 .  (nesne almayan fiil)  Sönmek:
           "Ocak sönmüş, koru bile geçmişti."- N. Nâzım.  
    28 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Yazılmak, girmek.  
    29 .  (nesne almayan fiil)  Sürümü olmak, satılmak.  
    30 .  (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil)  Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak:
           "Kısa süren bir hastalıktan sonra göçüp gideceğini hissetmiş, hatta ölümünün gazetelere bile geçmemesini istemişti..."- H. E. Adıvar.  
    31 .    Kullanımda olmak, tedavülde olmak.  
    32 .    Kabul edilemez olmak.  
    33 .  (nesne almayan fiil)  Okulda, sınavda başarı göstermek.  
    34 .  (-e durum ekiyle kullanılan fiil)  Bir yere gidip oturmak.  
    35 .  (nesne almayan fiil)  Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak.  
    36 .  (nesne almayan fiil)  Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak.  
    37 .  halk ağzında  Çekiştirmek, yermek:
           "Beni sana geçmişler / Vallahi ben demedim."- Halk türküsü.  
    38 .  (yardımcı fiil), argo söz  Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar.


       

    Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

    geçiniz
    geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni
    geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye (veya geçti Bor'un pazarı)
    (birinin) geçtiği yoldan geçmek
    geçtim olsun
    geç (veya geç efendim!)

    Birleşik Sözler

    belgeç
    delgeç
    geçgeç
    gelgeç

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Ölmek

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. Karşı tarafa intikal etmek. 2. Yürümek, seyr etmek. 3. (bir süre) arkada kalmak. 4. Vaziyet almak

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Şikayet etmek

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Geçmek (giç-,geşmek)

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Ateş sönmek.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. Sönmek: Lamba ürüzgârdan geçti. 2. Solmak: Senin ipeğin geçiyor mu?

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    Çekiştirmek, yermek.

  • Türkçe

    Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


    1. Uykuya dalmak. 2. Bilincini yitirmek.

  • Türkçe

    Güncel Türkçe Sözlük


    (-e) 1. Bir yerden başka bir yere gitmek: “Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim.” -T. Buğra. 2. (-den) Bir yandan girip diğer yandan çıkmak: İplik iğne deliğinden zor geçti. 3. (-den) Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek: Eve giderken sizin sokaktan geçeriz. 4. (-den) Bir duruma uğramak, konu olmak: Dayaktan geçmek. Muayeneden geçmek. 5. (-den) Bırakmak, vazgeçmek: “Bana yârdan geç derler / Seven yârdan geçilir mi?” -Halk türküsü. 6. (-de) Yaşamak. 7. (-den) Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak: “Hakkın var. Ne çare ki bizden geçti diye söyleniyor.” -R. N. Güntekin. 8. (-de) Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek: “Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı.” -A. İlhan. 9. (-i, -e; -den) Hastalık bulaşmak, sirayet etmek: Hastalık bana ondan geçti. 10. (-den, -e) Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek: Bu titizlik ona babasından geçmiş. 11. (-den, -e) Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek. 12. Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak: “İstanbula geçecek değil, parmağımı kımıldatacak takatim yok.” -S. M. Alus. 13. Yerini bırakıp başka yer almak. 14. (-den) Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak: “Şimdiki tuluat artistlerinin çoğu oradan geçtiler.” -S. F. Abasıyanık. 15. Etki yapmak, işlemek: Soğuk, ciğerime geçti. Başına güneş geçmiş. 16. Görev almak: İktidara geçmek. 17. Kalmak, devrolmak: “Paralar suyunu çekti. Fabrika da olduğu gibi Nihata geçti.” -N. F. Kısakürek. 18. (-i) Geride bırakmak, aşmak: Bizim yelkenli vapuru geçecek. Ordu sınırı geçti. Çocuğun boyu babasını geçti. 19. (nsz) Tükenmek, bitmek, sona ermek: “Yavaş yavaş bu hırs geçer.” -F. R. Atay. 20. (-i) Üstünlük sağlamak. 21. (-i) Söylemeden veya bitirmeden atlamak: O meseleyi geçelim. O bahsi geç! 22. (-i) Zamanı aşmak, geride bırakmak: “Şehzadebaşına geldikleri zaman saat onu geçiyordu.” -P. Safa. 23. (-le) Harcamak: “Bütün günüm seni takip etmekle geçti.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 24. (-i) Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek. 25. (-i, -den) Birinden meşk etmek: Bu şarkıyı kimden geçtiniz. 26. Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek: Ankara haberlerini gazetesine geçiyormuş. 27. (nsz) Sönmek: “Ocak sönmüş, koru bile geçmişti.” -N. Nâzım. 28. Yazılmak, girmek: Tarihe geçmek. Kitaba geçmek. 29. (nsz) Sürümü olmak, satılmak. 30. (-i, -e) Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak: “Kısa süren bir hastalıktan sonra göçüp gideceğini hissetmiş hatta ölümünün gazetelere bile geçmemesini istemişti...” -H. E. Adıvar. 31. (nsz) Kullanımda olmak, tedavülde olmak: Bu para artık geçmiyor. 32. (nsz) Kabul edilemez olmak: Senin paran burada geçmez. 33. (nsz) Okulda, sınavda başarı göstermek: Çocuk bu yıl geçti. 34. Bir yere gidip oturmak. 35. (nsz) Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak: Bu karpuz geçmiş. 36. (nsz) Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak: Görmedim, dedi, geçti. 37. (yar) argo Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar: lska geçmek. Diskur geçmek. 38. (-i, -e) hlk. Çekiştirmek, yermek: “Beni sana geçmişler / Vallahi ben demedim” -Halk türküsü.

  • Türkçe

    Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.