diş ne demek? diş nedir? diş anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      diş

      Türkçe

      isim
       
      1 .    Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri.  
      2 .    Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri:
             "Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık.  
      3 .    (sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeyler için) Tane.  
      4 .   zooloji  Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar.  
      5 .    Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      diş açmak
      (birine) diş bilemek
      diş çıkarmak
      dişe dokunmak
      (bir şey) dişe dokunur (olmak)
      (birine) diş geçirememek
      diş geçirmek
      diş gıcırdatmak
      diş göstermek
      dişine göre
      dişine vurmak
      dişinin kovuğuna bile gitmemek
      dişini sıkmak
      (birinin) dişini sökmek
      dişini tırnağına takmak
      dişiyle tırnağıyla
      dişleri dökülmek
      dişten tırnaktan (veya dişinden tırnağından) artırmak

      Birleşik Sözler

      diş açma
      diş açmak
      diş ağrısı
      diş bademi
      dişbudak
      diş buğdayı
      diş çekimi
      diş-damak ünsüzü
      diş diş
      diş doktoru
      diş-dudak ünsüzü
      diş eti
      diş fırçası
      diş hekimi
      diş kirası
      diş macunu
      diş otu
      diş özü
      diş tababeti
      diş tabibi
      diş tacı
      diş taşı
      diş ünsüzü
      dişe diş

    • Türkçe

      Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü


      1. Testerelerde kesmeyi sağlayan çıkıntı. 2. Dişli birleştirmelerin temel elemanı.

    • Türkçe

      Biyoloji Terimleri Sözlüğü


      Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ya da ağız duvarında taşıdıkları sert yapılar.

    • Türkçe

      Coğrafya Terimleri Sözlüğü


      Kar aşındırması altındaki genç dağlarda, yandan bakıldığında testere dişi gibi görünen tepe uçlarından her biri.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. 2. Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri: “Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı.” -S. F. Abasıyanık. 3. Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane: Bir diş sarımsak, iki diş karanfil. 4. Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm. 5. hay. b. Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar.

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (biyoloji, zooloji)

    • Türkçe

      Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


      Sinema Dişli makaralardaki çıkıntılardan her biri.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Rüya, düş.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Tahıl yıkanırken su üstünde kalan içi boş taneler.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Dantel, yün işi örmeye yarayan şiş.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Dağlardaki girintili çıkıntılı, sivri yerler. 2. Kaya, kayalık. 3. Duvardaki sivri ve çıkıntılı yer.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Kağnının okuna takılan ve mazının dönmesini sağlayan kazıklardan herbiri.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      < ET taş: dış

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Dış, hariç

    • Türkçe

      Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü


      anat. Çene kemiklerinde yerleşmiş, alınan gıdaların parçalanmasını ve öğütülmesini sağlayan sert yapılar, dens.

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (I) 1. Düvenin altındaki taş çıkıntılar. (Yurtbeyi *Çankaya -Ankara) 2. Kağnılarda, mazının yastıktan çıkmamasını sağlayan ağaç parçası. (-Amasya; İspir -Erzurum.) 3. Tırmıkta kuru otları toplayan bölüm. (Dardere, Kandilli *Bozüyük -Bilecik)

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      (II) Vida ve somunların üzerindeki set. (*Senirkent -Isparta)

    • Türkçe

      Zooloji Terimleri Sözlüğü


      Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağız duvarlarında taşıdıkları kemiksi sert parçalar.

    • Türkçe

      dış

      Türkçe

      isim
       
      1 .    Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı:
             "Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar."- A. Haşim.  
      2 .    Bir konunun kapsamına girmeyen şey.  
      3 .    Görülen, içte bulunmayan yüzey.  
      4 .  sıfat  (somut kavramlarda) İki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan.  
      5 .  sıfat  Yabancı ülkelerle ilgili.  
      6 .    Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları.  
      7 .    Bireyin ötesinde bir varlığı olan.  
      8 .   sinema  Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      dışa vurmak
      dışı eli yakar, içi beni yakar
      dışı kalaylı, içi alaylı
      dışına çıkmak
      dışında
      dışında bırakılmak
      dışında kalmak
      dış kapının dış mandalı  

      Birleşik Sözler

      dış açı
      dış âlem
      dış alım
      dış asalak
      dış atışı
      dış başkalaşım
      dışbeslenen
      dış beslenme
      dış borç
      dışbükey
      dış çevre
      dış çizgiler durumu
      dış çokgen
      dış deri
      dış dünya
      dış evlilik
      dış gebelik
      dış gezegen
      dış gezi
      dış güçler
      dış hat
      dış işleri
      dış kapı
      dış kavuz
      dış kredi
      dış kulak
      dış kutsal
      dış lastik
      dış merkezli
      dış odun
      dış pazar
      dış pazarlama
      dış piyasa
      dış plazma
      dış politika
      dış satım
      dış ters açı
      dış ticaret
      dış vurum
      dış yarıçap
      dış yüz
      dış zar
      dışa dönük
      dışa vurum
      içli dışlı      

    • Türkçe

      Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı: “Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar.” -A. Haşim. 2. Bir konunun kapsamına girmeyen şey. 3. Görülen, içte bulunmayan yüzey: Bardağın dışı kirli. 4. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. 5. Bireyin ötesinde bir varlığı olan: Dış dünya. 6. sf. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan: “Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu.” -A. Kulin. 7. sf. Yabancı ülkelerle ilgili: Dış siyaset. Dış ilişkiler. 8. sin. ve TV Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. 9. sp. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut.

    • Türkçe

      Matematik Terimleri Sözlüğü


      bk. dışlam.

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (matematik)

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (biyoloji)

    • Türkçe

      Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü


      Sinema/TV. 1. Açık havada geçen görünçlüklerin yer aldığı çekim; bu anlamda, kapalı bir yerde çevrilse bile, görüntüleri açık havayı, işlik dışını gösteren çekim için de kullanılır. 2. Açık havada çevrilmiş çekim. İçin karşıtı.

    • Türkçe

      Tıp Terimleri Kılavuzu


    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Kağnıda mazının iki yanında olup mazının bunların arasında dövdüğü kazıklar

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Diş; kağnıda yastıklara çakılı ikişer kazık olup sabunlanmış mazı bunların arasında döner

    • Türkçe

      DİS

      Türkçe

      Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


      bk. disk işletim sistemi

    • Türkçe

      dis

      Türkçe

      Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü


      anat. Engel, olumsuzluk.

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      diş

      İngilizce

      1. tooth. 2. tusk. 3. tooth (of a saw, comb). 4. cog (of a wheel). 5. ward (of a key). 6. thread (of a screw). 7. clove (of a garlic). 8. head (of cloves). 9. slang dope, hashish. –– açmak /a/ to thread, cut threads (in/on). –– ağrısı toothache. ––ten artırmak to economize on food. –– bakımı dental care. –– bilemek /a/ to watch for a chance to take revenge (on). –– çekmek to extract a tooth. –– çıkarmak to cut a tooth. –– çukuru socket of a tooth. –– çürüğü dent. cavity. ––ine değmemek (for food) to be very little. –– diş having many teeth or cogs; serrated. ––e dokunur worthwhile. ––leri dökülmek to lose one´s teeth through age. –– düzeltimi orthodontics. –– fırçası toothbrush. –– geçirememek /a/ to be unable to order (someone) around. –– geçirmek /a/ to be able to influence (a powerful person). ––i gıcırdamak to have a strong desire for something. –– gıcırdatmak to gnash one´s teeth, show one´s anger. ––ine göre within one´s power, within the range of what one can handle. –– göstermek /a/ to threaten. –– hekimi dentist. –– hekimliği dentistry. –– kamaştırmak to set one´s teeth on edge. –– kapanımı dental occlusion. –– kemiği anat. dentine. –– kırmak slang to doctor a cigarette. –– kirası 1. hist. presents or money given to guests after a meal in Ramazan. 2. a side benefit (in addition to one´s wages). ––inin kovuğuna bile gitmemek/dişinin kovuğunu doldurmamak (for food) not to be enough to satisfy one. –– kökü root of a tooth. –– macunu toothpaste. –– oluşumu odontogeny. ––ini sıkmak to grit one´s teeth and bear it. –– siniri dental nerve. ––ini sökmek /ın/ to render (a person) harmless. –– tabibi dentist. –– taktırmak to be fitted out with false teeth. ––inden tırnağından artırmak to scrimp and save. ––ini tırnağına takmak 1. to try everything, try every means, try every way. 2. to work in spite of great difficulties. –– tozu tooth powder. –– yuvası tooth socket, alveolus.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      dental, odontic

    • İngilizce

      (N.)
      tooth, cog, jag, clove, knurl, notch

    • İngilizce

      (Pref.)
      dent

    • İngilizce

      tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental

    • Türkçe

      dış

      İngilizce

      1. outside, exterior. 2. outer appearance; outer covering. 3. external, outer. 4. foreign. 5. geom. circumscribed. ––ında /ın/ outside (of). –– açı geom. exterior angle. –– borç foreign loans. –– çevre psych. external environment. –– dünya/âlem external world. ––ı eli yakar, içi beni (yakar).colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible.––ı hayhaylı, içi vayvaylı.colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. ––ı kalaylı, içi alaylı. colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. –– gebelik ectopic pregnancy. –– gezegen superior planet. –– haberler foreign news. –– hat 1. telecommunications external line. 2. telecommunications, transportation international line. ––ında kalmak /ın/ to stay out of. –– kapak (outer) cover (of a book). –– kapının dış mandalı a very distant relative. –– lastik auto. tire, casing. –– pazar foreign market. –– ticaret foreign trade. ––a vurmak /ı/ to show, manifest.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      outer, outside, exterior, external, outward, out, foreign, extrinsic, offshore, salient, superficial

    • İngilizce

      (N.)
      outside

    • İngilizce

      (Pref.)
      ecto, exo

    • İngilizce

      outside, exterior; outer; external; foreign

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      dış

      Almanca

      äußere; äußerlich; Aussenseite f

    • Almanca

      auswärtig, aussen; s Aussere.

    • Almanca

      äußere(r, s), äußerlich, auswärtig; Außenseite [die]

    • Almanca

      auswärtig, aussen; Aussere

    • Türkçe

      diş

      Almanca

      r Zahn; e Zacke, e Zinke, e Spitze; e Zehe (sarmýsak); einzelne Gewürznelke; r Zähnungsstrich; s Gewinde.

    • Almanca

      Zahn [der]; Zacke [die]; (çatal/tarak) Zinke [die]

    • Almanca

      Zahn; Zacke, Zinke, Spitze; Zehe (sarmýmsak); einzelne Gewürznelke; Zähnungsstrich; Gewinde

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      dış

      Fransızca

      extérieur/e

    • Fransızca

      extérieur

    • Türkçe

      diş

      Fransızca

      dent [la]; (sarmýsakta) gousse [la]

    • Fransızca

      dent

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      dış

      Azerice

      xarici

    • Türkçe

      diş

      Azerice

      diş

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe Flemenkçe
    • Türkçe

      diş

      Flemenkçe

      1.tand 2.schroefdraad (teknik)

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      diş

      Lehçe

      ząb

    • Türkçe

      dış

      Lehçe

      powierzchowność

    • Lehçe

      zewnętrzny

Türkçe  Türkçe » Yunanca Yunanca
    • Türkçe

      dış

      Yunanca

      έξω, εκτός

    • Türkçe

      diş

      Yunanca

      (το) δόντι

Türkçe  Türkçe » Japonca Japonca
    • Türkçe

      dış

      Japonca

      soto, gaibu; soto no

    • Türkçe

      diş

      Japonca

      ha

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      diş

      Arnavutça

      1. dhëmb
      2. jahstëm (i)

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      dış

      Kazakça

      qağas

    • Kazakça

      sırtqı

    • Kazakça

      tıs

    • Kazakça

      tısqı

İngilizce  İngilizce » İngilizce İngilizce
    • İngilizce

      dis

      İngilizce

      v. (Slang) show disrespect toward another person; insult someone, belittle another person (also diss)

    • İngilizce

      pref. un- (prefix that shows that an action is being reversed)

Almanca  Almanca » Türkçe Türkçe
    • Almanca

      Dis

      Türkçe

      re diyez

    • Almanca

      dis

      Türkçe

      ; Dis n mus. re diyez

Azerice  Azerice » Türkçe Türkçe
    • Azerice

      diş

      Türkçe

      diş

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.