Türkçe
dişTürkçe
isim
1 . Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri.
2 . Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri:
"Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık.
3 . (sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeyler için) Tane.
4 . zooloji Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar.
5 . Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
diş açmakBirleşik Sözler
diş açmaTürkçe
Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Biyoloji Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Coğrafya Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zooloji Terimleri Sözlüğü
Türkçe
dışTürkçe
isim
1 . Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı:
"Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar."- A. Haşim.
2 . Bir konunun kapsamına girmeyen şey.
3 . Görülen, içte bulunmayan yüzey.
4 . sıfat (somut kavramlarda) İki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan.
5 . sıfat Yabancı ülkelerle ilgili.
6 . Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları.
7 . Bireyin ötesinde bir varlığı olan.
8 . sinema Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
dışa vurmakBirleşik Sözler
dış açıTürkçe
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Matematik Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Tıp Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
DİSTürkçe
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Türkçe
disTürkçe
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Türkçe
dişİngilizce
1. tooth. 2. tusk. 3. tooth (of a saw, comb). 4. cog (of a wheel). 5. ward (of a key). 6. thread (of a screw). 7. clove (of a garlic). 8. head (of cloves). 9. slang dope, hashish. –– açmak /a/ to thread, cut threads (in/on). –– ağrısı toothache. ––ten artırmak to economize on food. –– bakımı dental care. –– bilemek /a/ to watch for a chance to take revenge (on). –– çekmek to extract a tooth. –– çıkarmak to cut a tooth. –– çukuru socket of a tooth. –– çürüğü dent. cavity. ––ine değmemek (for food) to be very little. –– diş having many teeth or cogs; serrated. ––e dokunur worthwhile. ––leri dökülmek to lose one´s teeth through age. –– düzeltimi orthodontics. –– fırçası toothbrush. –– geçirememek /a/ to be unable to order (someone) around. –– geçirmek /a/ to be able to influence (a powerful person). ––i gıcırdamak to have a strong desire for something. –– gıcırdatmak to gnash one´s teeth, show one´s anger. ––ine göre within one´s power, within the range of what one can handle. –– göstermek /a/ to threaten. –– hekimi dentist. –– hekimliği dentistry. –– kamaştırmak to set one´s teeth on edge. –– kapanımı dental occlusion. –– kemiği anat. dentine. –– kırmak slang to doctor a cigarette. –– kirası 1. hist. presents or money given to guests after a meal in Ramazan. 2. a side benefit (in addition to one´s wages). ––inin kovuğuna bile gitmemek/dişinin kovuğunu doldurmamak (for food) not to be enough to satisfy one. –– kökü root of a tooth. –– macunu toothpaste. –– oluşumu odontogeny. ––ini sıkmak to grit one´s teeth and bear it. –– siniri dental nerve. ––ini sökmek /ın/ to render (a person) harmless. –– tabibi dentist. –– taktırmak to be fitted out with false teeth. ––inden tırnağından artırmak to scrimp and save. ––ini tırnağına takmak 1. to try everything, try every means, try every way. 2. to work in spite of great difficulties. –– tozu tooth powder. –– yuvası tooth socket, alveolus.
İngilizce
(ADJ.)
dental, odontic
İngilizce
(N.)
tooth, cog, jag, clove, knurl, notch
İngilizce
(Pref.)
dent
İngilizce
tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental
Türkçe
dışİngilizce
1. outside, exterior. 2. outer appearance; outer covering. 3. external, outer. 4. foreign. 5. geom. circumscribed. ––ında /ın/ outside (of). –– açı geom. exterior angle. –– borç foreign loans. –– çevre psych. external environment. –– dünya/âlem external world. ––ı eli yakar, içi beni (yakar).colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible.––ı hayhaylı, içi vayvaylı.colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. ––ı kalaylı, içi alaylı. colloq. 1. Others think him charming; I know him to be unpleasant. 2. It looks good on the surface, but inside it is terrible. –– gebelik ectopic pregnancy. –– gezegen superior planet. –– haberler foreign news. –– hat 1. telecommunications external line. 2. telecommunications, transportation international line. ––ında kalmak /ın/ to stay out of. –– kapak (outer) cover (of a book). –– kapının dış mandalı a very distant relative. –– lastik auto. tire, casing. –– pazar foreign market. –– ticaret foreign trade. ––a vurmak /ı/ to show, manifest.
İngilizce
(ADJ.)
outer, outside, exterior, external, outward, out, foreign, extrinsic, offshore, salient, superficial
İngilizce
(N.)
outside
İngilizce
(Pref.)
ecto, exo
İngilizce
outside, exterior; outer; external; foreign
Türkçe
dışAlmanca
äußere; äußerlich; Aussenseite f
Almanca
auswärtig, aussen; s Aussere.
Almanca
äußere(r, s), äußerlich, auswärtig; Außenseite [die]
Almanca
auswärtig, aussen; Aussere
Türkçe
dişAlmanca
r Zahn; e Zacke, e Zinke, e Spitze; e Zehe (sarmýsak); einzelne Gewürznelke; r Zähnungsstrich; s Gewinde.
Almanca
Zahn [der]; Zacke [die]; (çatal/tarak) Zinke [die]
Almanca
Zahn; Zacke, Zinke, Spitze; Zehe (sarmýmsak); einzelne Gewürznelke; Zähnungsstrich; Gewinde
Türkçe
dışFransızca
extérieur/e
Fransızca
extérieur
Türkçe
dişFransızca
dent [la]; (sarmýsakta) gousse [la]
Fransızca
dent
Türkçe
dışAzerice
xarici
Türkçe
dişAzerice
diş
Türkçe
dişFlemenkçe
1.tand 2.schroefdraad (teknik)
Türkçe
dişLehçe
ząb
Türkçe
dışLehçe
powierzchowność
Lehçe
zewnętrzny
Türkçe
dışYunanca
έξω, εκτός
Türkçe
dişYunanca
(το) δόντι
Türkçe
dışJaponca
soto, gaibu; soto no
Türkçe
dişJaponca
ha
Türkçe
dişArnavutça
1. dhëmb
2. jahstëm (i)
Türkçe
dışKazakça
qağas
Kazakça
sırtqı
Kazakça
tıs
Kazakça
tısqı
İngilizce
disİngilizce
v. (Slang) show disrespect toward another person; insult someone, belittle another person (also diss)
İngilizce
pref. un- (prefix that shows that an action is being reversed)
Almanca
DisTürkçe
re diyez
Almanca
disTürkçe
; Dis n mus. re diyez
Azerice
dişTürkçe
diş
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.