Türkçe
canTürkçe
İsimler Sözlüğü
Türkçe
isim Farsça can
1 . İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağladığına ve ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan madde dışı varlık:
"Can çıkmayınca huy çıkmaz."- Atasözü.
2 . Yaşama, hayat:
"Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım."- R. N. Güntekin.
3 . Güç, dirilik:
"Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu."- M. Ş. Esendal.
4 . Kişi, birey:
"Benimle beraber dört canız ."- F. R. Atay.
5 . İnsanın kendi varlığı, özü:
"Ne denir, canımız ne mertebe insan olsa mayamız, maddemiz hayvan..."- R. N. Güntekin.
6 . Gönül:
"Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade."- Karacaoğlan.
7 . Bektaşilik ve Mevlevîlikte tarikat kardeşi.
8 . Yakınlık duygusu belirten bir seslenme sözü:
"Canlar, dedi Gamsız Reis, açık olsun bahtınız."- E. B. Koryürek.
9 . sıfat Çok içten, sevimli, sevilen, şirin:
"Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi."- T. Buğra.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
cana can katmakBirleşik Sözler
can acısıTürkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Halkbilim Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Ruhbilim Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Tarama Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Osmanlıca
Türkçe
CanTürkçe
İsimler Sözlüğü
Türkçe
Kişi Adları Sözlüğü
Türkçe
Osmanlıca
Türkçe
çanTürkçe
isim
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana:
"Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı."- F. R. Atay.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
çan çalmakBirleşik Sözler
çan çanTürkçe
Çiftteker Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Tıp Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Yumrukoyunu Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
CANTürkçe
Ekonometri Terimleri Karşılıklar Sözlüğü
Türkçe
ÇanTürkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Yerleşim Yeri İsimleri
Türkçe
cânTürkçe
Osmanlıca
Türkçe
canİngilizce
1. soul. 2. life. 3. person, individual. 4. energy, zeal, vigor; vitality, strength. 5. dervish orders brother, friend; disciple. 6. dear, lovable. ––ım 1. darling, honey, my dear. 2. my dear fellow; my dear lady (often used in reproach or objection). 3. precious, lovely. ––ı acımak to feel pain. ––ına acımamak to live without thinking of one´s own comfort. –– acısı acute pain. ––ını acıtmak /ın/ to cause (someone) acute pain. ––ı ağzına gelmek to be frightened to death. –– alacak nokta/yer the crucial point. –– alıp can vermek to be in agony; to be in great distress. ––ını almak /ın/ to kill. –– arkadaşı close companion, intimate friend. –– atmak /a/ to desire strongly, want badly. ––ını bağışlamak /ın/ to spare (someone´s) life. –– baş üstüne! I´ll do it gladly!/Gladly! ––la başla çalışmak to put one´s heart into a job, work with determination and enthusiasm. –– benim canım, çıksın elin canı. colloq. I´ll look out for number one. –– beslemek to feed oneself well. ––ından bezmek/bıkmak/usanmak to be tired of living. –– boğazdan gelir/geçer. proverb One cannot live without food. –– borcunu ödemek to die. ––ı burnuna gelmek 1. to be overwhelmed with trouble. 2. to be fed up. ––ı burnunda olmak to be worn out, be exhausted. –– cana, baş başa everyone for himself. ––a can katmak to delight greatly, increase one´s pleasure. ––ı cehenneme! To hell with him! ––ını cehenneme göndermek /ın/ colloq. to kill. ––ım ciğerim my darling. –– çabası the struggle to support oneself. ––ı çekilmek to feel exhausted. –– çekişmek to be dying in agony. ––ı/gönlü çekmek /ı/ to long (for). ––ını çıkarmak /ın/ 1. to wear out, tire. 2. to wear (something) out. ––ı çıkasıca/çıksın! May the devil take him! ––ı çıkmak 1. to die. 2. to get very tired. 3. to get worn out. –– çıkmayınca/çıkmadıkça/çıkar huy çıkmaz. proverb People never change. –– damarı vital point, most sensitive spot. –– damarına basmak /ın/ to touch on the most sensitive spot of (someone, something). ––ını (bir yere) dar atmak just barely to make it to (a safe place). –– dayanmamak /a/ to be intolerable. ––ına değmek /ın/ 1. to please greatly. 2. to cause joy to the spirit (of a deceased person). –– derdine düşmek to struggle for one´s life. “––ım” dese “canın çıksın” diyor sanmak to hear “darling” and understand “damn you.” –– direği sound post (of a violin). ––ını dişine takmak to make a great effort, put one´s back into it, go all out, give it one´s all. –– dostu dear friend. ––ına düşkün (one) who takes good care of himself. –– düşmanı mortal enemy. –– evi 1. the upper part of the belly. 2. heart. 3. the vital spot. –– evinden vurmak /ı/ to attack (a person) where he is most sensitive and vulnerable. ––ına ezan okumak /ın/ slang to kill, destroy. –– feda! Wonderful!/Superb! ––dan geçmek to give up the ghost. ––ına geçmek/ işlemek/kâr etmek /ın/ to touch (someone) to the quick. –– gelmek /a/ to be refreshed, revive. ––ı gelip gitmek to have fainting spells. ––ı gitmek to worry about the safety and well-being of someone or something. –– halatı naut. life line. –– havliyle in a desperate attempt to save one´s life. ––ımın içi my darling. ––ının içine sokacağı gelmek /ı/ to feel a strong wave of love (for). ––ı ile oynamak to do dangerous things. ––ı istemek /ı/ to desire. ––ın isterse. If you like./I don´t care. –– kalmamak /da/ to have all the life drained out (of). ––a kasıt law intent to murder. ––ına kastetmek /ın/ to plot against (someone´s) life. –– kaygısına düşmek to fight for one´s life. ––ına kıymak 1. /ın/ to kill without pity. 2. to commit suicide. 3. to wear oneself out. –– korkusu fear of death. –– kulağı ile dinlemek to be all ears; /ı/ to listen intently (to). –– kurban! colloq. How wonderful! ––ını kurtarmak 1. to save one´s life. 2. /ın/ to save (someone´s) life. –– kurtaran yok mu! Help!/Save me! ––ına/––ıma minnet! colloq. What more could one want!/So much the better! ––ına okumak /ın/ 1. to harass. 2. to destroy, ruin. –– pahasına at the risk of one´s life, a
İngilizce
(ADJ.)
beloved, dear
İngilizce
(N.)
soul, life, lifeblood, vitality, spirit, esprit, beloved, darling, heart, precious
İngilizce
soul, spirit; life; person, soul; vitality, energy, zeal, vigour; brother, friend
Türkçe
çanİngilizce
1. large bell. 2. gong. –– çalmak 1. to ring a bell or gong. 2. to noise something abroad, spread the news far and wide. –– kulesi belfry, bell tower; campanile. ––ına ot tıkamak/ tıkmak /ın/ 1. to put (someone) out of operation, put the kibosh on. 2. to shut (someone) up, muzzle, silence. –– tokmağı clapper, tongue.
İngilizce
(N.)
bell, campane, bells used in orchestra
İngilizce
bell; gong
Türkçe
canAlmanca
e Seele, s Gemüt.
Almanca
Seele [die], Geist [der]; Herz [das]; Leben [das]
Almanca
Seele, Gemüt
Türkçe
çanAlmanca
e Glocke.
Almanca
Glocke [die]
Almanca
Glocke
Türkçe
canFransızca
âme [la]
Fransızca
âme
Türkçe
çanFransızca
airain [le], cloche [la]
Fransızca
cloche
Türkçe
canAzerice
can
Türkçe
çanAzerice
zəng
Türkçe
canFlemenkçe
het leven
Türkçe
canLehçe
duch
Lehçe
dusza
Türkçe
çanLehçe
dzwon
Türkçe
canYunanca
(η) ψυχή
Türkçe
çanYunanca
(η) καμπάνα
Türkçe
çanArnavutça
1. kambanë
2. kambanë, çangë
Türkçe
canKazakça
jan
Türkçe
çanKazakça
qoñıraw
İngilizce
canİngilizce
n. tin, aluminum container; (Slang) jail, prison; (Slang used in Canada and the USA) toilet, bathroom; dismissal, firing from a position (or job, etc.)
İngilizce
v. be able; be capable; be entitled
İngilizce
v. preserve in jars, preserve in cans (of food); dismiss, fire from a position (or job, etc.)
İngilizce
canTürkçe
(N.)
[kæn;kən]
konserve kutusu, kutu, teneke kutu, teneke kutudaki içecek, kodes; hapishane; hela; popo, kaba et
Türkçe
(V.)
[kæn;kən]
ebilmek, yapabilmek, edebilmek, olabilmek; konservesini yapmak, konservelemek; kasede kaydetmek, kayıt yapmak (ses ya da görüntü), uzaklaştırmak (okul), kovmak
Türkçe
ebil(mek)
Türkçe
kap, kutu; teneke kutu, konserve kutusu; konserve; kodes; buat, kutu konserve yapmak, konservelemek; (müzik) kaydetmek
Türkçe
-ebilmek
Türkçe
edebilmek
Türkçe
hapishane
Türkçe
hela
Türkçe
kasede kaydetmek
Türkçe
kayıt yapmak (ses ya da görüntü)
Türkçe
kıç
Türkçe
kodes
Türkçe
konserve kutusu
Türkçe
konservelemek
Türkçe
konservesini yapmak
Türkçe
kovmak
Türkçe
kutu
Türkçe
olabilmek
Türkçe
popo
Türkçe
teneke kutu
Türkçe
teneke kutudaki içecek
Türkçe
uzaklaştırmak (okul)
Türkçe
yapabilmek
Azerice
canTürkçe
can
İspanyolca
canTürkçe
yapabilmek
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.