bûtün ne demek?

Türkçe

bütün

Türkçe

tüm

Fransızca

tout/e, intégral/e, plénier/ière

Fransızca

tout (entier)

Azerice

bütün

Flemenkçe

helemaal; volledig

Lehçe

całkiem

Lehçe

całkowicie

Lehçe

całość

Lehçe

cały

Lehçe

każdy

Lehçe

pełnia

Lehçe

wszystek

Lehçe

wszystko

Yunanca

όλος, ολόκληρος

Almanca

ganz, vollständig, restlos, total, all

Almanca

alle; ganz; gänzlich; gesamt; total; voll; vollständig

Almanca

ganz, vollständig, restlos, total, all.

Almanca

voll, vollständig, völlig, total, alle(r, s), ganz, gänzlich, gesamt, sämtlich

Arnavutça

1. krejt
2. gjithë
bütün gece - gjithë natën
bütün gün - gjithë ditën

Kazakça

aman

Kazakça

bar

Kazakça

bäri

Kazakça

barlıq

Kazakça

bükil

Kazakça

bütin

Kazakça

keşen

Kazakça

som

Kazakça

tutas

Türkçe

Osmanlıca

(Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Soylar, nesiller.

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bk. bütün

Türkçe

Osmanlıca

(Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Nesiller, soylar

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

bk. büttün, bûttün

Türkçe

Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

Türkçe

Divanü Lügatit-Türk

doğru, dürüst, sahih; bütün

Türkçe

Güncel Türkçe Sözlük

sf. 1. Eksiksiz, tam: ?Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek.? -N. Hikmet. 2. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi: ?Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.? -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bozuk olmayan (para): Bütün para. 4. Parçalanmamış. 5. a. Birlik, tamlık: ?Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.? -O. V. Kanık.

Türkçe

Mantık Terimleri Sözlüğü

Tümel niceleyicinin Türkçedeki bir karşılığı.

Türkçe

Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

(matematik)

Türkçe

Tarama Sözlüğü

Mükemmel, tamam, sağlam, eksiksiz, parçalanmamış.

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

Bütün, hep

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

< ET bütün: bütün || butun || bütdün

Türkçe

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

Bir altın çeşidi

Türkçe

sıfat
 
1 .    Eksiksiz, tam; parçalanmamış:
       "Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede."- N. Cumalı.  
2 .    Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi, bütünü:
       "Bütün gözler bir şey bekliyordu."- H. C. Yalçın.
       "Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu."- Y. K. Karaosmanoğlu.  
3 .    Ufaklık, bozukluk olmayan (para).  
4 .  isim  Birlik, tamlık:
       "Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder."- O. V. Kanık.

Birleşik Sözler

bütün bütün
bütün bütüne    

Türkçe

Kişi Adları Sözlüğü

Cinsiyet: Erkek
Eksiksiz, tüm.
Cinsiyet: Kız
Eksiksiz, tam.

Türkçe

Osmanlıca

(Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Nesiller, soylar.

Türkçe

Osmanlıca

(Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Soylar, nesiller

İngilizce

1. whole, entire, total, complete. 2. unbroken, undivided. 3. (before plural form) all. 4. large (bill, money). 5. (a) whole, (a) totality. 6. total, sum. –– bütün totally, altogether. –– bütüne completely, altogether.

İngilizce

(ADJ.)
whole, entire, complete, total, all, every, solid, undivided, gross, all out, aggregate, clear, out and out, round, sheer, unbroken, utter

İngilizce

(ADV.)
one and only

İngilizce

(N.)
the whole, the total, entire, gross, totality, complement

İngilizce

(Pref.)
holo, omni, pan

İngilizce

(Prep.)
all over the

İngilizce

whole, entire, total; all

Türkçe

yekpare