Türkçe
agızTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
ağızTürkçe
Biyoloji Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Coğrafya Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Dilbilim Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Gramer Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Gramer Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Gramer Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
Halkbilim Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Tıp Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Tiyatro Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zanaat Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Zooloji Terimleri Sözlüğü
Türkçe
AğızTürkçe
Gökbilim Terimleri Sözlüğü
Türkçe
Teknik Terimler - Teknibilim
Türkçe
ağızİngilizce
-ğzı 1. mouth. 2. rim, brim (of a cup or an opening). 3. muzzle (of a gun). 4. intersection, corner (of roads). 5. cutting edge, blade (of a knife). 6. dialect; regional accent. 7. persuasive talk, forceful way of speaking. 8. mus. regional form. 9. time: iki ağız twice. üç ağız three times. 10. brink. ––dan 1. orally, verbally. 2. by mouth. ––ından 1. as heard directly from. 2. in the name of. ––ıyla (to tell) personally. ––ını açacağına gözünü aç. Don´t stand gaping, open your eyes. ––ını açıp gözünü yummak to swear a blue streak, rant and rave. ––ı açık 1. open, uncovered (receptacle). 2. idiotic, moronic. ––ı açık ayran delisi halfwit, simpleton. ––ı (bir karış) açık kalmak to gape with astonishment. ––ını açmak 1. to open one´s mouth. 2. to speak up. 3. to give vent to one´s feelings. 4. to gape with astonishment. ––/––ını açmamak not to open one´s mouth; to be silent, hold one´s tongue. –– açtırmamak /a/ to give (someone) no opportunity to talk. –– ağıza to the brim. –– ağıza dolu brimful, brimming. –– ağıza vermek to whisper privately to each other. ––dan ağıza by word of mouth, by rumor. ––dan ağıza yayılmak (for a rumor) to be spread by word of mouth. ––a alınmaz/alınmayacak obscene, very vulgar, unmentionable. –– alışkanlığı the habit of using a certain expression. ––ına almamak /ı/ not to mention, not to let pass one´s lips. ––/––ını aramak /ın/ to sound out (a person). –– armonikası harmonica, mouth organ. ––ına atmak /ı/ to put (something) in one´s mouth. ––ı aya, gözü çaya bakmak to be absentminded, be inclined not to pay attention to one´s work. ––ına bakakalmak /ın/ to be spellbound by (one´s) words. ––ından baklayı çıkarmak to put aside considerations and speak out, let the cat out of the bag. ––ında bakla ıslanmamak not to be able to keep a secret. ––ına bakmak /ın/ 1. to wait for (someone´s) words. 2. to obey blindly. ––ına/––ının içine baktırmak to have great charm in talking. ––ından bal akmak to talk sweetly. ––ını bıçak açmamak to be too distressed to talk, have one´s mouth sealed with grief. ––ı bir in agreement on what to say. ––ına bir kemik atmak /ın/ to throw (someone) a bone, give (someone) money to keep him quiet. ––ına bir parmak bal çalmak /ın/ to try to put (someone) off by promises or petty gains. ––ına bir şey/çöp koymamak not to eat a thing. ––ına bir zeytin verip altına/ardına bir tulum tutmak to do a small favor and expect a big return. ––ını bozmak to swear, use bad language. ––ı bozuk foulmouthed, scurrilous. –– bozukluğu abusiveness. –– burun birbirine karışmak 1. (for one´s anger, sadness, or fatigue) to show in one´s face. 2. (for one´s face) to be battered and bruised. ––ına burnuna bulaştırmak /ı/ to mess up (a job). ––ını burnunu dağıtmak /ın/ to pound (one´s) face, beat (someone) up. ––ı burnu yerinde good-looking, attractive, handsome. ––ı büyük boastful. ––ında büyümek (for food) to be hard to swallow. ––ından çıkanı/çıkan sözü kulağı duymamak/işitmemek not to realize what one is saying, to (get angry and) explode. ––ından çıkmak to slip out without being intended. ––ından çıt çıkmamak not to divulge a word, (for someone´s mouth) to be sealed. ––ı çiriş çanağına dönmek to have one´s mouth get dry and bitter. ––da dağılmak (for pastry) to be delicious, be delectable. ––ını dağıtmak /ın/ colloq. to hit (someone) in the mouth, sock (someone) in the kisser. –– dalaşı/dalaşması quarrel, row. ––ına değin up to the brim. –– değişikliği variety in food. ––ı değişmek to change one´s tune. –– değiştirmek to change one´s tune. ––ı dili bağlanmak not to open one´s mouth, be silent. –– dil vermemek to be too sick to talk. ––ı dili yok. He submits meekly./He doesn´t protest. ––ından dirhemle laf/söz/lakırdı çıkmak to be someone of few words, be tight-lipped: şadan´ın ağzından dirhemle laf çıkar. şadan is a man of few words. ––dan dolma muzzle-loading. –– dolusu küfür unrestrained swearing. ––ından dökülmek 1. to be said unconvincingly or halfheartedly. 2. to be evident from one´s wor
İngilizce
(ADJ.)
oral
İngilizce
(N.)
mouth, facial feature above the chin and below the nose; stoma, mouth or mouthlike opening (Zoology); jaws; opening, edge, brink; muzzle, barrel end of a firearm; beak; chop, embouchure; gob, jaw, keen edge, orifice, out
İngilizce
first milk, beestings, colostrum
Türkçe
ağızAlmanca
Mund m; Maul n; Schnauze f; Öffnung f; Mündung f;
Sprechweise f
Almanca
r Mund, s Maul, e Schnauze; e Öffnung; e Mündung; e Mundart.
Almanca
Mund [der], Klappe [die]; Maul [das]; Schnauze [die]; Auslauf [der]; Einfluß [der]; Dialekt [der], Mundart [die]; (býçak vb.) Schneide [die]; (ýrmak, silah) Mündung [die]; (kapta) Ausguß [der], Schnabel [der], Tülle [die]; (þiþe) Hals [der]
Almanca
Mund, Maul, Schnauze; Öffnung; Mündung; Mundart
Türkçe
ağızFransızca
bec [le], bouche [la], gueule [la]; ouverture [la]; parler [le]; (kesici alet) fil [le]
Fransızca
bouche
Türkçe
ağızAzerice
ağız
Türkçe
ağızFlemenkçe
mond
Türkçe
ağızLehçe
buzia
Lehçe
paszcza
Lehçe
usta
Türkçe
ağızYunanca
(το) στόμα
Türkçe
ağızJaponca
kuchi
Türkçe
ağızArnavutça
gojë
agiz ve dis hastaliklari hastanesi - Spital i Sëmundjeve të Gojës dhe Stomatologji
Türkçe
ağızKazakça
awız
Azerice
ağızTürkçe
ağız
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.