Türkçe » Almanca
finden, aufbringen, betragen, ermitteln, herausbekommen, vorfinden; (zaman) erübrigen
finden; erfinden, ermitteln; beschaffen; herausfinden
finden; erfinden, ermitteln; beschaffen; herausfinden.
finden-herausfinden-vorfinden-ermitteln-entdecken-
beschaffen
Türkçe » Kazakça
tabw
Türkçe » Arnavutça
gjej
Türkçe » Japonca
mitsukeru
Türkçe » Yunanca
βρίσκω
Türkçe » Lehçe
znaleźć
znajdować
odnajdywać
Türkçe » Flemenkçe
vinden; menen; denken; uitvinden; ontdekken;
bedragen
Türkçe » Azerice
tapmaq
Türkçe » Fransızca
trouver
trouver, rencontre; découvrir, dénicher
Türkçe » Türkçe
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
1 . Arayarak veya aramadan, bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak; bir şeyi elde etmek:
"Kafam her an bir konu bulmak için bin bir çeşit şeye müracaat ediyor."- H. E. Adıvar.
2 . Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek.
3 . Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek:
"Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum."- S. F. Abasıyanık.
4 . İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek.
5 . İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak:
"Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım."- Ö. Seyfettin.
6 . Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak:
"Böylece yılın ortasını bulduk."- R. H. Karay.
7 . Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak:
"Ben de bunu akıllıca buldum."- M. Ş. Esendal.
8 . Seçmek, uygun saymak:
"Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor."- H. E. Adıvar.
9 . Sağlamak, temin etmek:
"Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim."- S. F. Abasıyanık.
10 . (-i durum ekiyle kullanılan fiil, -e durum ekiyle kullanılan fiil) (kabahat, suç, kusur için) Yüklemek.
11 . (nesne almayan fiil) Cezaya uğramak.
12 . Hatırlamak:
"Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem, inanır mısınız?"- S. F. Abasıyanık.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
bula bula bunu (onu, bir şeyi, bir kimseyi) bulmakTürkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Güncel Türkçe Sözlük
Divanü Lügatit-Türk
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
Türkçe » İngilizce
to find; to detect, to determine; to find out; to discover; to invent, to devise; to amount to, to total
(V.)
find, invent, discover, hit, reach, meet, obtain, ascertain, clear up, cogitate, contrive, devise, go for, happen on, happen upon, procure, provide with, reason, strike, strike out, study out, turn up
-ur 1. /ı/ to find. 2. /ı/ to discover. 3. /ı/ to invent. 4. /ı/ to reach (a place, a time). 5. /ı/ to amount to (a sum). 6. /ı/ to find and choose. 7. /ı/ to experience, arrive at. 8. /a/ to accuse (someone) of, impugn (someone) with. 9. /ı/ to reach, achieve (an end, health, success). 10. to be punished, receive one´s just deserts. 11. /ı/ to recall, be able to remember. bulup buluşturmak /ı/ to find (something) somehow. buldukça bunamak never to be satisfied with what one gets, always to wish for more.
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.