ALT ne demek? ALT nedir? ALT anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      alt

      Türkçe

      isim
       
      1 .    Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı:
             "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor."- Z. O. Saba.  
      2 .    Bir nesnenin tabanı:
             "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı."- O. C. Kaygılı.  
      3 .    Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.  
      4 .    Bir şeyin yere yakın bölümü.  
      5 .  sıfat  Birkaç şeyin içinden bize göre uzak olanı.  
      6 .  sıfat  Yere yakın olan:
             "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş."- H. Taner.  
      7 .    Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir:
             "Çoluk çocuk akşama kadar güneşin altında anaforculuğun cezasını çektiler."- A. Gündüz.  
      8 .  sıfat  Sınıflamalarda ikinci derecede olan.  
      9 .    Yanan ocağın alevi:
             "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı."- H. Taner.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      alt etmek
      altı alay üstü kalay
      altı kaval, üstü şişhane
      altına etmek (veya kaçırmak)
      (bir şeyin) altında kalmak
      altında kalmamak
      altından Çapanoğlu çıkmak
      (bir servetin) altından girip üstünden çıkmak
      altından kalkamamak
      altını çizmek
      altını ıslatmak
      altını üstüne getirmek
      (bir işin) altı yaş olmak
      alt olmak
      altta kalanın canı çıksın
      altta kalmak
      alttan güreşmek
      alttan (veya aşağıdan) almak
      alt tarafı (veya yanı)
      altta yok üstte yok
      alt yanı çıkmaz sokak

      Birleşik Sözler

      alt alta
      alt bölüm
      alt cins
      alt çene
      alt damak
      alt deri
      alt diş
      alt dudak
      alt familya
      alt geçit
      alt güverte
      alt hava yuvarı
      alt ırk
      alt karşıt
      alt kat
      alt kurul
      alt sınıf
      alt şube
      alt tabaka
      alt takım
      alt tür
      altüst
      alt yapı
      alt yazı
      alt yazılamak
      alt yazılayıcı
      alttan alta
      su altı fotoğrafçılığı
      yer altı kaynakları      

    • Türkçe

      Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı: “Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor.” -Z. O. Saba. 2. Bir nesnenin tabanı: “Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı.” -O. C. Kaygılı. 3. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü: Altına sandalye çekmek. 4. Bir şeyin yere yakın bölümü. 5. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. 6. sf. Sınıflamalarda ikinci derecede olan: Alt sınıf. Alt cins. Alt takım. 7. sf. Birkaç şeyden aşağıda olan: “Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş.” -H. Taner.

    • Türkçe

      Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu


      (biyoloji)

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yırtılan çorabın tabanına yeniden örülen parça.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Tarlanın, çukur, su toplanan bölümü.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Eskiyen çorabın tabanına yeniden yapılan terlik biçiminde bir çeşit yama.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Alt

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Alt || altdan yohuşa: Aşağıdan yukarıya

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Alt, dip. 2. Kök

    • Türkçe

      Yazın Terimleri Sözlüğü


      Halk yazınında bir koşanın ikinci dizesi.

    • Türkçe

      Zanaat Terimleri Sözlüğü


      Örgü çoraplarının alt kısmı. (Yenikent *Aksaray -Niğde)

    • Türkçe

      ALT

      Türkçe

      Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü


      Alanin transaminaz.

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      alt

      İngilizce

      -tı 1. bottom. 2. buttocks, rump, bottom. 3. the space beneath. 4. continuation, the rest. 5. the farther. 6. the lower. 7. under, beneath, below (with a personal suffix and a case ending). ––ı alay, üstü kalay gaudy, showy, tawdry. ––ına almak /ı/ wrestling to throw (one´s opponent) down. ––tan almak to be gentle with someone who is speaking harshly. –– alta one under the other. ––tan alta secretively. –– alta üst üste rough-and-tumble. ––ından çapanoğlu çıkmak to have a troublesome complication appear. ––ını çizmek /ın/ to underline, emphasize. ––tan dağıtım water system relying on city water pressure, without an attic tank. –– dudak lower lip. –– etmek /ı/ to beat, overwhelm. ––ına etmek to soil or wet one´s clothes or bed. ––ından girip üstünden çıkmak /ın/ to squander, spend (a fortune) recklessly. ––tan güreşmek to look for a way of winning while pretending to lose. ––ını ıslatmak to wet one´s underclothes or bed. ––ına kaçırmak to wet or soil one´s clothes a little. ––ta kalanın canı çıksın. colloq. The devil take the hindmost. ––ından kalkamamak /ın/ 1. to be unable to carry (something) through to completion. 2. not to be able to protect oneself (from a difficulty). ––ından kalkmak /ın/ to carry out (something) successfully. ––ında kalmak /ın/ 1. to have no retort (to another´s statement), be unable to reply. 2. to remain under (an obligation). ––ta kalmak to lose, be defeated. ––ında kalmamak /ın/ 1. not to leave (a kindness) unrepaid. 2. to get even (for). –– kasa print. lower case. –– kat 1. the floor below. 2. first floor, ground floor. ––ı kaval, üstü şişhane odd-looking, having an outlandish look. ––ından ne çıkacak bilinmez. colloq. The outcome is uncertain. –– olmak to be beaten, be overcome. –– tarafı/yanı 1. the lower part; the underside. 2. remainder, the rest. 3. the outcome. 4. all that is involved (is only): Niçin bu kadar üzülüyorsun? Alt tarafı on bin lira. Why are you making such a fuss? It´s only a matter of ten thousand liras. ––ını üstüne getirmek /ın/ 1. to upset, turn upside down, confuse. 2. to search. –– yanı çıkmaz sokak. colloq. This business is a blind alley. ––ına yapmak to soil one´s bed or clothes. ––ı yaş olmak /ın/ (for a piece of business) not to be on a sound basis. –– yazı footnote.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      under, inferior, nether, subaltern, subordinate, lower

    • İngilizce

      (ADV.)
      underneath, infra, below

    • İngilizce

      (N.)
      underside, base, lower part, bottom

    • İngilizce

      (Pref.)
      infra, sub

    • İngilizce

      lower, inferior, under, bottom; bottom, underside, underneath

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      alt

      Almanca

      s Untere, e Unterseite; unter.

    • Almanca

      untere(r, s); Unterteil nm

    • Almanca

      Untere, Unterseite; unter

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      alt

      Fransızca

      bas/se, sous, inférieur/e

    • Fransızca

      sous

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      alt

      Azerice

      alt

Türkçe  Türkçe » Flemenkçe Flemenkçe
    • Türkçe

      alt

      Flemenkçe

      onderste deel

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      alt

      Lehçe

      poniżej

    • Lehçe

      przy

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      alt

      Arnavutça

      nën…

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      alt

      Kazakça

      astı

    • Kazakça

      tömengi jağı

İngilizce  İngilizce » İngilizce İngilizce
    • İngilizce

      Alt

      İngilizce

      n. (Computers) Alt key (keyboard key pressed in combination with other keys to execute commands)

    • İngilizce

      alt

      İngilizce

      n. note or tone located above the treble staff (Music)

Almanca  Almanca » Türkçe Türkçe
    • Almanca

      alt

      Türkçe

      eski; yaş

    • Türkçe

      {alt} eski; yaşlı; .

    • Türkçe

      eski; yaşlı, ihtiyar; sabık; bayat; demode; hurda

    • Almanca

      Alt

      Türkçe

      [der] alto

    • Türkçe

      (I) l.eski, kadim, sabik, atik, köhne
      2.(bejahrt)yasli, ihtiyar (müsin, pir, saldide), kocamış
      3.(verblüht) kart; V: tohumluk, kartaloz
      4. (schal) taze olmayan; bayat
      5. (überholt) modasi gecmis
      6. (gebraucht) (pek) kullanilmış
      7. (bekannt) malum
      8. (in Zss.) a) (ehemalig) sabik b) hurada, pirpit; cicigi cikmis; huradasi cikmis c) (seit langem) eskiden beri
      9. (unverändert) degismemis; eskisi gibi; ~ werden l. (P.) ihtiyarlamak V: morukla(ş)mak 2. eskimek 3. bayatlamak; s. a. die Stw. älter, ältest
      (II) m mus. (kontr-)alto

    • Türkçe

      (e.) (r.) (alt)
      eski; yaşlı; ((müz.)) alto

Azerice  Azerice » Türkçe Türkçe
    • Azerice

      alt

      Türkçe

      alt

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.