koşe ne demek? koşe nedir? koşe anlamı - nedemek.org

Türkçe  Türkçe » Türkçe Türkçe
    • Türkçe

      köse

      Türkçe

      İsimler Sözlüğü


      (far.) er. - sakalı bıyığı hiç çıkmayan veya seyrek olan. - daha çok lakab olarak kullanılır.

    • Türkçe

      sıfat Farsça kuse
       
      1 .    Bıyığı, sakalı çıkmayan (erkek):
             "Köse kâtip, gözlerini kırpıştırarak dinlemeye başlamıştı."- K. Tahir.  
      2 .    Köse buğday.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      köseyle alay edenin top sakalı kara gerek

      Birleşik Sözler

      köse buğday
      köse sakal    

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      sf. Bıyığı, sakalı çıkmayan (erkek): “Köse kâtip, gözlerini kırpıştırarak dinlemeye başlamıştı.” -K. Tahir.

    • Türkçe

      Tarama Sözlüğü


      Cılız, bodur

    • Türkçe

      Tiyatro Terimleri Sözlüğü


      (T.K.O.) Anadoluda halk tiyatrosunda oyunları düzenleyene verilen ad.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1.bk. köseği-2. 2.bk. köseği 1.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Yeni evlenmiş erkek, güvey. 2. 30-40 yaş arasında erkek.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Başağı kılçıksız bir çeşit beyaz buğday.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Ateş karıştırmaya yarayan bir ucu yanmış odun, tahta

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Ateş karıştırmak ya da ateş çekmek için kullanılan demir araç, maşa

    • Türkçe

      Köse

      Türkçe

      İsimler Sözlüğü


      (Farsça) - Sakalı bıyığı hiç çıkmayan veya seyrek olan. Daha çok lakab olarak kullanılır.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      öz. a. (köse) Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri.

    • Türkçe

      Kişi Adları Sözlüğü


      Cinsiyet: Erkek
      1. Bıyığı sakalı çıkmayan erkek. 2. Cılız, bodur. 3. Yeni evlenmiş erkek, güvey.

    • Türkçe

      köşe

      Türkçe

      isim Farsça guşe
       
      1 .    Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye.  
      2 .    İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer:
             "Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı."- P. Safa.  
      3 .    İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer:
             "Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi."- Ö. Seyfettin.  
      4 .    Bölüm, yer veya yan:
             "Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor."- Y. K. Beyatlı.  
      5 .  mecaz  Kuytu, tenha veya ücra yer.  
      6 .  mecaz  Kimsenin uğramadığı, aramadığı yer:
             "İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek."- R. H. Karay.  
      7 .   spor  Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner.


         

      Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

      köşede bucakta kalmak
      köşe tutmak
      (bir) köşeye atılmak
      (bir) köşeye çekilmek
      köşeye oturmak
      köşeye sinmek
      köşeyi dönmek

      Birleşik Sözler

      köşe atışı
      köşe başı
      köşebent
      köşe bucak
      köşe demiri
      köşe dolabı
      köşe dönmeci
      köşe dönücü
      köşe kadısı
      köşe kapmaca
      köşe koltuğu
      köşe minderi
      köşe penceresi
      köşe rafı
      köşe taşı
      köşe vuruşu
      köşe yastığı
      köşe yazarı
      köşe yazarlığı
      köşe yazısı
      kenarda köşede
      kıyıda köşede
      başköşe
      dört köşe

    • Türkçe

      Ayaktopu Terimleri Sözlüğü


      Ayaktopu alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri.

    • Türkçe

      Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu


    • Türkçe

      Geometri


      bk. açı.

    • Türkçe

      Güncel Türkçe Sözlük


      a. 1. Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye: Kutunun sivri köşesi. 2. İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer: “Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı.” -P. Safa. 3. İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer, büküç: “Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi.” -Ö. Seyfettin. 4. Bölüm, yer veya yan: “Burgazın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor.” -Y. K. Beyatlı. 5. mec. Kuytu, tenha veya ücra yer. 6. mec. Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer: “İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek.” -R. H. Karay. 7. sp. Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner.

    • Türkçe

      Matematik Terimleri Sözlüğü


      1. Bir açıyı belirleyen iki yarıdoğrunun kesiştiği nokta. 2. Çokgen tanımında sözü geçen (…) noktalarından biri 3. Verilen bir çok yüzlünün yüzlerini oluşturan çokgenlerin köşelerinden biri. 4- Yalınca tanımında sözü geçen (…)noktalarından biri.

    • Türkçe

      Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü


      İki ya da daha çok sayıdaki metal parçanın birbirlerine bağlandığı yer.

    • Türkçe

      Tıp Terimleri Kılavuzu


    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Kesici araçları bilemeye yarayan bir çeşit taş, bileği taşı.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Kadınların başlarına takarak yüzlerine ya da şakaklarına sarkıttıkları gümüş ya da altın süs eşyası.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Dört yönden her biri.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Yapıda köşelere konulan büyük ve düzgün taş.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Deriden kesilmiş, çarık dikmekte kullanılan sırım.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Kanepe yastığı. 2. Gelin ya da sünnet çocuğu için hazırlanan yer.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Ocağın bir kenarı. 2. Ocak başı. 3.bk.köş (II)-1.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık : Ahmet gene köşe çıkardı.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Halının bir köşesine yapılan bir çeşit süs, köşe motifi.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      (< Far. gûşe) köşe.

    • Türkçe

      Osmanlıca


      (Bak: Kuşe

    • Türkçe

      kose

      Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Köse, köse sakal.

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Boyu kısa (insan için). 2.bk. kosa (III). 3. Kurnaz ve bileci adam (masallarda).

    • Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      Köse

    • Türkçe

      koşe

      Türkçe

      Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü


      1. Yapılarda köşelere konan iri taş. 2. Köşe.

    • Türkçe

      Köşe

      Türkçe

      Osmanlıca


      (Bak: Kuşe)

Türkçe  Türkçe » İngilizce İngilizce
    • Türkçe

      köse

      İngilizce

      naturally lacking a beard; having a very sparse beard. –– sakal very sparse beard.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      beardless

    • İngilizce

      with little/no beard

    • Türkçe

      köşe

      İngilizce

      1. corner. 2. out-of-the-way place, secluded spot, nook. –– başı 1. street corner. 2. corner, situated at a corner. –– bucak every nook and cranny. ––sine/––ye çekilmek to live a quiet, simple life; to withdraw from the center of the stage; to withdraw from public life. ––yi dönmek to make good, get where one wants to be in life, attain the (socioeconomic) status one has wished to achieve. –– kadısı person who hates to be inconvenienced, person who loves his comforts. –– kapmaca children´s game puss in the corner.

    • İngilizce

      (ADJ.)
      corner

    • İngilizce

      (N.)
      corner, angle, turning, nook, quarter

    • İngilizce

      (Pref.)
      gonio

    • İngilizce

      corner; nook; (gazetede) column

Türkçe  Türkçe » Almanca Almanca
    • Türkçe

      köse

      Almanca

      dünner Bart.

    • Türkçe

      köşe

      Almanca

      e Ecke; r Winkel.

    • Almanca

      Ecke [die], Winkel [der], Zipfel [der]

Türkçe  Türkçe » Fransızca Fransızca
    • Türkçe

      köse

      Fransızca

      qui est sans barbe ni moustache, imberbe

    • Fransızca

      imberbe

    • Türkçe

      köşe

      Fransızca

      coin [le], angle [le], coude [le]

    • Fransızca

      coin

Türkçe  Türkçe » Azerice Azerice
    • Türkçe

      köşe

      Azerice

      künc

Türkçe  Türkçe » Lehçe Lehçe
    • Türkçe

      köşe

      Lehçe

      kącik

    • Lehçe

      kąt

    • Lehçe

      narożnik

    • Lehçe

      róg

    • Lehçe

      zakątek

Türkçe  Türkçe » Japonca Japonca
    • Türkçe

      köşe

      Japonca

      kado

Türkçe  Türkçe » Arnavutça Arnavutça
    • Türkçe

      köşe

      Arnavutça

      kënd

Türkçe  Türkçe » Kazakça Kazakça
    • Türkçe

      köşe

      Kazakça

      burış

    • Türkçe

      köse

      Kazakça

      köse

Kazakça  Kazakça » Türkçe Türkçe
    • Kazakça

      köse

      Türkçe

      köse

    • Türkçe

      sakalsız

    • Kazakça

      köşe

      Türkçe

      cadde

    • Türkçe

      sokak

Yukarı Çık

NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.

"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.

Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.


Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.