hülle ne demek?
Türkçe » Türkçe Türkçe
hülleTürkçe
isim, eskimiş Arapça hulle
Medenî Kanunun kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe bir günlüğüne nikâh edilmesi.
(biri) fena olmak
1 . Hasta gibi olmak, fenalaşmak:
"Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı."- P. Safa.
2 . Kötüleşmek.
3 . Çok üzülmek, bozulmak.Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
a. esk. Medeni Kanunun kabulünden önce, kocasından üç kez boşanan kadının, yine eski kocasıyla evlenebilmesi için yabancı bir erkeğe bir günlüğüne nikâh edilmesi.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Abartmalı konuşmayı anlatır.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Sazdan yapılan, kulübe.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Tandır bacası.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Kâğıt lira.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
(< Ar. hol) hülle, gölgelikTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
< Ar. hulle cennete giyilecek elbise
Türkçe
hulleTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Yaylada geçici olarak yapılan kulübe.Türkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Sazdan yapılan ev.Türkçe
Osmanlıca
değerli elbise.Türkçe
Osmanlıca
(C.: Hılâl) Dostluk
Türkçe
HulleTürkçe
Osmanlıca
(C.: Hılâl) Dostluk.
Türkçe » İngilizce 
Türkçe
hülleİngilizce
Islamic law interim marriage (considered necessary before a man can remarry a woman whom he has divorced three times in succession).
Almanca » Türkçe Almanca
HülleTürkçe
n {'hülı} e örtü; kılıf.
Türkçe
[die] örtü, kılıf, zarf; ambalaj
Türkçe
l. örtü, kilif, mahfaza. zart, sargt, kap 2. (Schleier) pece, perde, hicap, nikap 3. bot. bürüm(-cük), lifafe, lüfeyfe 4. (Binde) gözbagi 5. (Verpackuns:) ambalaj 6. (Kleidung) elbise; die irdische (od. sterbliche) ^ fani vücut; naas; in ^ und Fülle bol bol; mebzulen; artığıyla; Auf dem Markt gibt es Obst in ^ und Fülle, Çarşıda meyvadan geçilmiyor. ~n l. (in et.) bse sarmak, bürümek 2. (bedecken) örtmek; sich ^ (in) bse sarımak, bürünmek, örtünmek, kaplanmak; sich in Schweigen ~ sesini cikarmamak; hiç ağzını acmamak; ihtiyari süküt etm.; gehüllt: in Wolken ^ duman kapli; in e-n weiten Tscharschaf ~ bol bir carsafla örtünmüş ~n.los örtüsüz, ciplak
Türkçe
(n.) (e.) ('hülı)
örtü; kılıf
