Türkçe
davaTürkçe
isim (da:va:) Arapça dava
1 . Hukukî korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma.
2 . İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav:
"Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir."- H. C. Yalçın.
3 . mecaz Sorun:
"O kırk yıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz."- Y. K. Beyatlı.
4 . mecaz Ülkü:
"Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı."- T. Buğra.
5 . argo söz Sevgili.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
dava etmek (veya açmak)Birleşik Sözler
dava adamıTürkçe
Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri
Türkçe
Divanü Lügatit-Türk
Türkçe
Divanü Lügatit-Türk
Türkçe
Güncel Türkçe Sözlük
Türkçe
davâTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
DâvaTürkçe
Türe Terimleri
Türkçe
dâvâTürkçe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Türkçe
dâvaTürkçe
Osmanlıca
Türkçe
davaİngilizce
1.suit, lawsuit, action. 2. law trial. 3. claim, assertion, allegation, point at issue. 4. proposition, thesis. 5. question, matter. 6. cause, purpose or movement which is given militant support. 7. math. theorem. 8. math. problem. 9. slang sweetheart, love. (aleyhine) –– açmak/ın/ to bring a suit against; to file charges against; to sue. –– arzuhali law (written) complaint (filed by the plaintiff). ––ya bakmak to hear a case. ––ların birleştirilmesi law joinder (of causes of action). ––nın düşmesi abatement of an action. ––ya ehliyet/dava ehliyeti the capacity to sue or be sued. –– etmek /ı/ to bring a suit against; to file charges against; to sue. ––yı geri almak to withdraw an action. ––sını görmek /ın/ to hear the case (of). –– hakkı the right of action, the right to sue. ––yı halletmek 1. to settle a court case. 2. to solve a problem. ––sına hizmet etmek /ın/ to serve the cause of. ––nın ihbarı law third-party notice, notice given to a third party. ––ya müdahale law intervention (of a third party). ––nın reddi dismissal of action, nonsuit. ––ların tefrikı severance of actions. ––dan vazgeçmek 1. to withdraw an action. 2. to give up a claim. 3. to renounce a cause.
İngilizce
(N.)
lawsuit, suit, action, prosecution, claim, case; trial, process, cause, instance, law, litigation, plea, pleading
İngilizce
suit, lawsuit, action, process; trial; claim, assertion; thesis; problem, question, matter
Türkçe
davaAlmanca
huk. r Prozess, e Verhandlung; e Sache, e These, e Forderung.
Almanca
Fall [der], Frage [die], Satz [der], Forderung [die], Klage [die], Prozeß [der], Rechtsfall [der], Sache [die], Streit [der], Verfahren [das], Verhandlung [die]
Almanca
(huk.) Prozess, Verhandlung; Sache, These, Forderung
Türkçe
davaFransızca
procès [le], affaire [la], cause [la], litige [la], prétention [la], plainte [la]
Fransızca
procès
Türkçe
davaArnavutça
1. kauzë
2. padi
Türkçe
davaKazakça
añsar
Kazakça
arız
Kazakça
arman-ümit
Kazakça
asqaq arman
Kazakça
is
Kazakça
şağım
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.